Soru-Cevap

Soru-Cevap Formu

SADECE BİLGİSİ OLAN CEVAP YAZAR İSE SEVİNİRİM.

Arkadaşlar şu an özel eğitim ve rehabitasyon merkezlerinde dersler 45 dakika ollarak yapılmakta,ayrıca meb in çıkarmış olduğu modüller kullanılmaktadır.meb e bağlı resmi devlet okullarında(özel eğitim sınıfı,eğitim uygualama,iş okulu,oçem) ders süreleri,eğitim planları modüllere göre mi yapılıyor?Eğer yapılmıyorsa özel eğitim ve rehabitasyon merkezlerinde çalışan öğretmen arkadaşların üzerine bu kadar yükümlülük neden veriliyor.Yoksa öğrenci rehabilitasyon merkezine geldiğinde yetersizlikten etkilenmiş,resmi devlet okuluna gittiğinde yetersizliği ortadan kalkmiş mı oluyor?Şimdiden teşekkür ederim.

17-04-2010
Erdal TEKİN
Özel Eğitim Öğretmeni
5 Yanıt
Birçok konuda aynı fikirleri farklı şekillerde dile getirdiğimizi düşünmekle beraber birkaç konuyu aydınlatma gereği duyuyorum; Önleyici/koruyucu sağlık hizmetlerini geri dönüşümsüz sağlık problemlerini önleme ve kalıcı sakatlık, özür ve ölümlerin azami biçimde önlenmesi, toplumun sağlık göstergelerini düzeltmeye yarayan, sağlık hizmetlerinin temelini oluşturan hizmetler bütünü olarak tanımlayabiliriz, bu hizmetler az gelişmiş ülkelerin diğerlerine göre daha çok önem vermesi gereken sadece hastalık bazında değil,çevre ve eğitimle ilişkisi irdelenmesi beklenen faaliyetlerdir. Teoride mükemmel görünen önleyici/koruyucu sağlık hizmetleri mekanizması çalıştırılabilseydi, özel eğitim camiası olarak bizlerin çoğuna gerek kalmayacaktı. Bende canı gönülden böyle olmasını isterim... Fakat bu ülkemizde birtakım acı gerçeklerle yaşıyoruz, Pratiğe baktığımızda hala havaleden, akraba evliliğinden, eğitimsizlikten, ihmallerden vb. kaynaklanan nedenlerden birçok engelli çocuk doğmaktadır. Önleyici/koruyucu sağlık hizmetlerinin yeteri kadar çalışmaması sonucu, ister resmi ister özel olsun, özel eğitim kurumlarında verilen hizmetler çok büyük maddi giderlere yol açmaktadır. Dahada önemlisi ne özel eğitimle nede tıbbi tedavilerle tam anlamıyla düzeltilemeyecek çocuklarımız nedeniyle ailelerin manevi kayıplarına "önleyebilmek kadar" ilaç olunamamaktadır. Vurgulamak istediğim noktaya dönersek, resmi kurumlar şöyle olsaydı, özeller olmazdı vb.. diyerek gerçekleri göz ardı edemeyiz. Resmi kurumların ikamesi olarak gördüğünüz özel özel eğitim kurumları, 25-30 bin değil, 210 bin engelli bireye verdiği hizmeti, sadece 40-50 bin çalışanla ve devlete sıfır liralık yatırımla vermek sureti ile alanı sırtlamıştır. Her ne kadar buralar kabzımalıyla, kamyoncusuyla öğretmeniyle vb. tüccar kurumları da olsa, şu an verilebilecek en ucuz özel eğitimi, fiyatıyla doğru orantılı olarak tüm topluma hitap edecek seviyede sağlamaktadır. Özel kurumların geneli tüm görüşlerin aksine devletin öngördüğünün dışana çıkmadan hizmet vermektedir. Çünkü başka bir seçeneği yoktur. Öyleki olası maddi manevi karşılaşılabilecek her türlü sorunda ve hatada devletin karşısında bedelini ödemeye mahkum muhatabları vardır... Birçoğu normal şartlarda parayla satın alamayacağınız hizmetler olmasına rağmen kurumlar, sahibleri ve çalışanları spesifik örneklerle genellemek sureti ile toplumun her kesimi tarafından ayrım yapılmadan aşağılanmakta yaftalanmaktadır...
20-04-2010
Belirtilmemiş

Simdi zaten biz mesai saatinde oturup 2 yilimizin muhasebesini yapmiyoruz. Siz de vakit bulabilirsiniz gecmisinizin muhasebesini yapmaya. Neyse, resmi ozel egitim kurumda, ozel ozel egitim kurumuda ayni bakanliga baglidir. İki kurumda da bireyin egitsel gereksinimleri dogrultusunda ozel yetistirilmis personel tarafindan en az kisitlayici ortamda ozel egitim hizmetlerinin sunulmasi esastir. İki farkli yapi olarak tanimladiginiz kurumlar 573 sayili Özel Eğitim Hakkinda KHK, 2006 özel eğitim hizmetleri yönetmeliği bunun gibi farkli işleyişler ile ilgili benzer bir cok yasa,yonetmelige tabidir. Ama egitimsel gereksinimlerin karsilanmasi olarak nicel anlamda elbette resmi kurumlar daha avantajli, niteliksel olarak farklilasabilmektedir. Burada sizin gozardi ettiginiz yada etmek istediginiz durum, sizlerin ayni zamanda ticari kimlige sahip olmaniz. Her ticari kurum gibi denetlenmekle sorumlusunuz. Bizlerin nasil denetlendigimizle ilgili sadece fikir yurutuyorsunuz. Bizler de egitimsel isleyis ile ilgili denetlemeden geciyoruz. Hangi kurum denetlemeden muafki. Sizlerin sikinti cektiginiz konu, birden fazka konuda gereksiz islemlere denetlenmeniz ben de katiliyorum. Zaten asil egitim isleyisi ile ilgili yani bireylere bu kurumlarda verilen egitim bireylerin egitimsel gereksinimlerini karsiliyormu, hangi yontemle , hangi materyal ile, surec nasil isliyor? asil bu konularda, ozel egitim alaninda yetismis denetleyiciler tarafindan her kurumun ayrintili denetlenmesi gerekiyor bugun bu yapilmiyor. ''önleyici sağlık hizmetleri yani sağlıkçıların işini iyi yaptığında özel eğitime gerek kalmayacağını düşünmek'' boyle bir cumle iki kisinin kendi arasinda konusmasinin icinde gecen anlamsiz bir cumle olmali heralde. Ozel egitim alaninda, lisans ve lisansustu egitimim boyunca alanyazinda, panelde, seminerde kongrede dinledigim daha once boyle bir abuk ifadeyle karsilasmadim. Tamam, önleyici sağlık hizmetleri bir oncul durumdur, ozel egitim ise ortaya cikan durumun sonrasina iliskin bir durumdur. Ama Sağlık hizmetleri risk grubunda olanlara yonelik taramadan tutunda hastaligin ortaya cikisinda sonrasinda gerekli onlemler alindiginda ve uygulamalar yapildiginda, yetersizligin goruldugu birey sayisinin gorulme sikligini azaltir vs ozel egitim surecinde ise birey zaten tanilanmis ve ozel egitim hizmeti almaya gerektirir duruma gelmistir. Beyefendi, ozel kurumlarin hangi kosullarda, hangi ortaya cikan boslgu doldurmaya calistigini biliyoruz. Malesef dogru soyluyorsunuz, 20 yildir asli gorevi olan, yetersizligi olan bireylere yonelik egitimi, egitimcilere oldugu kadar kabzımal, kalıpcı, kamyoncu, kahvecilere nasil ihale ettigini de goruyoruz. Bu zor sartlarda yuklendiginiz gorev nedeniyle gercekten kutlamak lazim sizi. Cunku bugun her kurum, bu sartlar altinda, nitelikli egitim verecek standartlara erismis ise gercekten takdir etmekten baska yapilacak bir sey yok.
20-04-2010
Enver CEMAL
Görme Engelliler Öğretmeni

Farklı yapıdaki kurumların verdikleri hizmetleri niceliksel olarak kıyaslamak mantıklı değildir. Bizim vurgulamak istediğimiz konu özel özel eğitime yapılan üvey evlat muamelesidir. Bakın siz 1-2 yıl öncesi ile şimdiki durumunuzu kıyaslayabiliyorsunuz, bizlere bırakın 2 yılı, 2 gün bile müsade etmiyorlar, herhalde hiçbir müfettiş resmi kurumda çalışan öğretmeni denetlerken maaşını ödememekle yada işine son vermekle dolaylı yada direkt olarak tehdit etmiyordur... Öte yandan Özel özel eğitim kurumları sadece resmi özel eğitim okullarına giden çocuklara destek eğitim hizmeti veren kurumlar değillerdir. Bir kesiminde önleyici sağlık hizmetleri yani sağlıkçıların işini iyi yaptığında özel eğitime gerek kalmayacağını düşündüğünü unutmayalım. Kaldıki destek eğitim kurumlarının açılış nedenleride, bekasıda birilerinin işini iyi yapıp yapmadığı üzerine bina edilmemiştir, yani resmi özel eğitim kurumları ile birbirlerine ikame değildirler. Söz ettiğiniz açıya saplanıp kalmanın alemi yok, Özel özel eğitim kurumlarının; verimlilik, sorgulanabilirlik, ekonomiklik, pratiklik, işlevsellik vb... açılardan da değerlendirildiğinde, bu ağır şartlar altında bile istenileni karşıladığı, verilen paranın hakkını verdiği çok açık ortadadır. iyi çalışmalar...
19-04-2010
Belirtilmemiş

elbette ozel ozel egitim kurumlarinda calisan arkadaslarimizin is yuku resmi kurumlarda calisan bizlerden saat olarak cok daha fazladir.Stres yukleride cok daha fazla.Hepsinin aldiklari ucretler elbette helal sonuna kadar. Ama unutmamak gerekir ki, devlet kurumuna gelen cocuk, gereksinimine gore bireysel + grup haftanin 5 gunu toplamda 30 saat egitim almaktadir. Ozel kurumlarda nasil on yargi ile bakiliyorsa ayni sekilde ozel kurumlardaki calisan kisiler hatta ozel egitim ogretmeni meslektaslarimiz devlet kurumlarinda egitim verilmedigi, zaman gecirildigi vs gibi yaklasimla bizlere on yargili bakabiliyor. Elbette niteliksiz resmi kurumlar var sayilarida az degil.Nitelikli resmi kurumlarin sayisi daha az . Ama bir-iki yil oncesine kadar durum degismistir. Resmi kurumlarin cogunda, ozel kurumlardan kat kat fazla ozel egitimci gorev yapmakta ve bepler, davranis degistirme programlari aile calisma programlari, böp degerlendirme formlari, gunluk planlar veri kayit formlari vs getirdigi calisma yuku ile calismaktayiz. Ayrica ozel kurumlarda olmayan bep gelistirme birimleri, zumreler, izleme yoneltme birimleri vs gibi sadece resmi kurumlarda olan ayrica mevzuattan kaynakli is yukumuzde bulunmakta.Bizlerde mufettisler tarafindan teftis ediliyoruz.Sicil notlarimiz var. Ayrica resmi kurumlarda calisanlarin aldiklari ucretlerin ozel kurumlarda calisan kisilerin ucretlerinden az oldugunu biliyoruz. Benim gibi resmi kurumda calisan ''egitim uygulama, oçem , is okulu'' gibi kurumlara devam eden ogrencilerimizin ayni zamanda ozel kuruma destek egitimi adi altinda devam etmelerinin gereksiz oldugunu , egitimsel gereksinimlerinin zaten karsilandigini, bir cok ozel kurumda ''boyama, legolar, çivi sökme taktirma gibi basit nesne manipulasyonlar''vs gibi calismalarin benzer nitelikte cocuklara aylarca zaman gecirmek adina yapildigini dusunen ozel egitimci arkadaslarin sayisi da az degil. Boyle olunca, resmi kuruma devam eden cocuklarin ozel kurumlara devam etmesine gerek olmadiginda, cocuklar icin 45 dakika is yuku de olmayacak, pkt, modul, teftis vs gibi is yukunuz de olmayacak. Birde bu acidan bakalim..
17-04-2010
Enver CEMAL
Görme Engelliler Öğretmeni

2008 aralık ayında özel eğitim rehberlik ve danışma hizm. gen. mdğ.'nde oluşturulan özel ihtisas komisyonlarınca destek eğitim programları hazırlanarak ttk onayı ile özel özel eğitim kurumlarında kullanılmaya başlanmıştır. Bu programların hazırlanması, o zamanki maliye bakanının verilen destek eğitimine bir sınırlama getirilmesi isteği üzerine ve kanunlarda yapılan değişiklikler sonucu, önemi ortaya çıkan eski porogramların sürelerinin yetersiz olması ve uygulama imkanının olmaması nedeniyle Özel özel eğitim kurumları derneğinin üstün gayretleri ile olmuştur. Devlete bağlı resmi ö.e. kurumlarınında teorikte müfredatları vardır; Link: http://orgm.meb.gov.tr/OzelEgitimProgramlar/OEprogramlarindex.htm Hatta geçtiğimiz yıllarda eğitim uygulama okulları için kitaplar dahi hazırlanmıştır. İşitme engelliler için hazırlanan kitaplarsa ttk'ca onayalanmış ve bir yıldır basılmayı beklemektedir. Özünde bu programlarda destek eğitim programları ile eş değer sayılabilir. Çünkü 2008 yılı sonuna kadar resmi olmasada bizlerde bu programlardan yararlanarak çalışıyorduk. Tabi bu programların resmi özel eğitim kurumlarında uygulanıp uygulanmadığı, kimlerin bu kurumlarda çalıştırıldığı ne kadar denetlendiği ayrı konudur. İşin doğrusu özel özel eğitim kurumlarının sistemidir. Tam olarak budur diyemeyiz ama olması gerekene yakın diyebiliriz. Ayrıca kötüden yada yanlıştan emsal olmaz, kısacası bu noktada sorgulanması gereken özel özel eğitim değildir... Özel olmanın getirdiği hizmetteki kaliteyle beraber, resmi özel eğitim kurumlarındaki çalışma şartlarına nazaran çok ağır çalışma şartları yine özel olmanın getirdiği kurum sahiplerinin elinde olmayan maddi problemlerden ve ticari kaygılardan kaynaklanmaktadır; Haftanın 5- 5,5 günü 40 seanslık çalışma, Fabrika işçileri gibi yılda sadece 15 günlük izin, İlköğretim müfettişinden bakanlık müfettişine, özel öğretim şubesinden rehberlik araştırma merkezine, mebbis'inden maliyesine kadar farklı kurum, sistem ve kişilerin denetimi için hazırlanması zorunlu ucu bucağı olmayan evraklar, Gününde verilmeyen hakedişler nedeniyle düzensiz ödenen maaşlar, Velinin ve kurum sahibinin beklentileri... Bütün bu saydıklarım ve dahası çalışanlar adına özel özel eğitim kurumlarını güvenilmez ve çekilmez hale getirmektedir. Üstüne üstlük tüm meb'e bağlı kurumlarda 40 dakika olan ders süresinin buralarda 45 dakika olmasıda tuzu biberi olmaktadır. Özel özel eğitim kurumlarında çalışanlara şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; Başkalarının gözünde bu kurumların tamamı ve/veya çalışanları dolandırıcı, soyguncu, vurguncu, tacir, tüccar vb. olarak nitelendirilse bile, düzgün bir kurumda çalışıyorsanız, aldığınız para ananızın ak sütü gibi helaldir. Buda hiçbir şeye değişilmez... Sağlıcakla...
17-04-2010
Belirtilmemiş

Sorunun yanıtını biliyor musunuz?
Sorunun yanıtını biliyorsanız, lütfen aşağıdaki alanı kullanarak soruyu yanıtlayınız.

 

Soruyu yanıtlarken:

  • Doğrudan soruyu yanıtlayınız, veya soruya verilen diğer yanıtları geliştirecek şekilde yanıt veriniz
  • Yanıtınızda hakaret, küfür veya kanunlara uygun olmayan paylaşımlar bulunmamalıdır. Buna uygun hareket etmeyen üyelerimizin üyelikleri durdurulacaktır