Soru-Cevap

arkadaşlar

son çıkan yasa-yönetmeliklerle shu'lar çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kalmışlardır.

başta özürlüler yasası, çocuk koruma kanunu,diyaliz merkezleriyle ilgili yönetmelik olmak üzere pek çok kanun, kanun tasarısı,yönetmelik vb. ile shu'lar çalışma alanlarının dışına itilmeye ya da yaptıkları işin başta sosyologlar olmak üzere (köksal toptan dernek yetkililerin tüm uğraşlarına rağmen sosyologlarla bir farkınız yok demekte ısrarlıymış) pek çok meslek grubu tarafından yapılabilmesine çalışılmaktadır. eski bakan gürdal akşit bu uygulamalara gerekçe olarak sayımızın azlığını öne sürmüştü. şimdikilerin gerekçeye bile ihtiyacı yok.

ismail barış ise shçek'in kapısına kilit vurmaya olmadı işlevsizleştirmeye karalı -daha doğrusu bununla görevli- görünüyor. bunuda sosyal hizmetleri belediyelere devretme adı altında yapacaklar. zira en son melih gökçek çocuk yuvası/kulübü/bakımevi (?) gibi bir yer açacağını (şimdiki iski binasının olduğu yere) bu işi de öğretmenler ve gönüllüler aracılığıyla yürüteceğini belirtmiştir(daha önce shçek genel müdürlüğü yapmış birinin bunları söylemesi tesadüf değil elbet)

anlayacağınız belediyeler sosyal hizmetleri hayır işleri ve gönüllülük esasına göre düzenleyip insanların duygularını istismar edecek,balık tutmak yerine balık yemeyi salık verecek ve yaptığı bu ulvi çalışmalardan dolayı da halkın sevgisini ve oyunu kazanacak. ve tabii gönüllülerle yapacakları bu çalışmalar için de devletten para alacaklar???

gönüllülük felan derken aklıma rahmetli friedlander geldi (şu malum kitabın yazarı) türkiyede sosyal hizmetler 17. yy avrupasını mı örnek alıyor ne?

arkadaşlar duyarsız kalmayalım, eski husumetleri bir kenara koyalım ve hep birlikte bu saldırılara karşı koyalım. devlete geçtim ben rahatım demeyelim. rehabilitasyon merkezlerinin, sokak çocuklarının, diyaliz hastalarının ....vb. sizlere ihtiyacı var. bu hepimizin sorunu. ve tabii artık devlette de rahat yok.

basına yansıyan bir olayı anlattılar dün; mahkemeye sosyal inceleme raporunu bir iktisat mezunu sunmuş. duyarlı bir hakim önündeki anlamsız ve saçma rapora çok kızmış ve gerekli başvurularda bulunmuş. sonuç yok tabii.

yıldız tekniğin sosyal çalışmacı kadrosuna pdr ve psikolog aramasına ne demeli. (gerçi derneğin bu konuda girişimleri var. yök'ün görüşü lehimizedir ) 

sanırım başka örneklere gerek yok.herkes kendi etrafındaki insanları bu tip konularda bilinçlendirmeli. derneğe üye meslektaşlarımızın sayısı artmalı. shu'lar boşvermiş bireyler olmamalı _ki bu mesleğimizin doğasına aykırı.

ne söylemeliyiz, ne yapmalıyız, gerisini de siz yazın.

toplantı aktarımlarınızı bekleyeceğiz....

şimdiden herkese kolaylıklar...

Değerli meslektaşlarımız,

Yakın geçmişte Kamu ve özel sektörde yapılan uygulamalar, çıkan ve çıkarılacak olan yasa ve yönetmeliklerde mesleğimiz ile ilgili  alanlarda ciddi yıkım, erozyon ve hak kayıpları yaşanmaktadır.

            Bugün ülkemizde Sosyal Hizmet Mesleği ve Sosyal Hizmet Uzmanlarına karşı planlı ve programlı yapılan bu uygulamaların sonuçlarını , alanlarda meslektaşlarımızın   sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaşmak, yapıcı eleştiri ve öz-eleştirileri gerçekleştirmek ve ortak bir eylem planı oluşturmak amacıyla  oluşturulacak gündem ile    tüm  meslektaşlarımızı   17 Eylül Cumartesi Saat 14.00 da Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Binasında (Konferans Salonu) “SOSYAL HİZMET UZMANLARI BULUŞMASI” na “ÇOK ACİL” olarak davet ediyor, değerli katkı ve katılımlarınızı bekliyoruz.

Murat ALTUĞGİL

SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI

hasan bey yasanın ne zaman çıktığını biliyorum. ama iş işten geçmiş değil hala. hala bu yasanın bizim için ne anlama geldiğini bilmeyen (içeriğinden dahi habersiz) arkadaşlarımız var. amacım onları uyarmak. yarın aynı şeylerle karşılaştığımızda yine iş işten geçmesin istiyorum.  

devlet memuriyetine atandığı için kurtulduğunu düşünen arkadaşlarımızı uyarmak istedim. kendini ilgilendirmediğini düşündüğü için mesleki sorunlarımıza ilgi göstermeyen arkadaşlarımızı uyandırmak istedim. boş ve mesleğe zarar verecek tartışmalara girerek (aramızda intikam yemini edenler var) asıl sorunu görmekten uzak arkadaşlarımızın gözünü açmak istedim.

günaydın bize

hepimize günaydın...

çocuk koruma kanununda bazı mesleki tanımlar yapılmış olup, sosyal çalışma görevlisi tanımı aşağıdaki gibidir. (henüz kanunu inceleme fırsatı bulamayanların dikkatine)

e) Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını,

İfade eder.

Değerli ve duyarlı Meslekdaşlarım,

Mesleğimize olan saldırılar gün geçmiyorki bitsin.Hergün yeni bir cephede savaşıyoruz.Bu mücadelede tüm meslekdaşlara görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Meslek Örgütünüz olarak 10.09.2005 tarihinde yapmayı planladığımız ve sadece Özel Reh.Mrz. çalışan meslekdaşlarımızı içeren toplantının tarihini, kapsamını son gelişmeleri de gözönüne alarak genişletilmiş bir durumda "ÜLKEMİZDEKİ TÜM MESLEKDAŞLARIMIZI " Ankara'ya 17.09.2005 Saat : 14.00 da bekliyoruz.Yer ile ilgili görüşmelerimiz devam etmektedir.Daha sonra  yer ile ilgili bilgi sizlere duyurulacaktır.

"MESLEK ÖRGÜTÜNÜZE ÜYE OLUNUZ"

"ÜYE OLANLAR ÜYELİK SORUMLULUĞUNUZU YERİNE GETİRİNİZ"

"SİZ YOKSANIZ BİR EKSİĞİZ"

Selam ve Sevgilerimle...

Murat ALTUĞGİL

SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI

Biliyoruzki SHU sosyal çalışmacı kadrosuyla kamuda farklı farklı yerlerde çalışıyor. Öreneğin Adalet bakanlığı aile mahkemesinde çocuk mahkemesinde ve cezaevinde. SHÇEK ve bağlı kuruluşlarında. Hastanelerde... İyi güzelde bu kurum ve kuruluşlarda SHU nun çalışma koşulları, ilk amiri, Yükselme olanakları, maaş ücret durumları vb olanakları nelerdir. Eğer şimdiden bilgilendirilirsek en azından en başta en az hatayla mesleğe başlarız diye düşünüyorum. Bu alanlarda çalışan veya bilgisi olan arkadaşlar meslektaşlar eğer biz öğrenci kardeşlerini bilgilendirirse seviniriz. Şimdiden teşekkürler