UTANÇ DUYGUSU HAKKINDA KISA BİR YAZI

Utanma nedir, bu duyguya yol açan durumlar nelerdir? utanç belirtileri, sonradan ortaya çıkan etkiler ne? Utanç yönetimi yapılabilir mi? Açıklayalım
Giriş
Doğuştan getirdiğimiz korku, kızgınlık, iğrenme gibi temel duygular insanoğlunu fiziksel olarak koruyup, yaşamda kalmasını sağlarken, utan suçluluk gibi özbilinç duyguları toplumsal ve sosyal uyumu sağlayan duygulardır. Temel duygular yaşamın ilk 9 ayında ortaya çıkarken (Tracy ve Robins, 2004), kendilik bilinci duygularının ise 18-24 aya kadar gelişmediği görülmüştür (Lewis, 2000) (akt.Şahin, 2007). Özbilinç insanın duygularının, düşüncelerinin ve davranışlarının ve bunların kökeninin farkında olma halidir. Ayhan (2004) tarafından özbilinç kendini tanıma ve bir duygu oluştururken fark edebilme olarak tanımlamıştır. Öz-bilinç duyguları sayesinde birey gerçek benliğini daha iyi anlar, sınırlılıklarının ve potansiyelinin farkına varır. Bu anlayış bireyin güçlü ve zayıf yönlerini anlamasını sağladığı gibi kendini ve ruhsal durumunu geliştirmesine de olanak verir (Fenigstein ve Vanable, 1992, akt. Yavaşoğlu, 2010). Öz-bilinç duygularımız dört tanedir; utanç, suçluluk, gurur ve mahcubiyettir. Bu yazıda utanç duygusu üzerinde durulacaktır.
UTANMA UTANÇ NASIL BİR DUYGUDUR?
Utanç; bireyin yaşamakta olduğu toplumun değerlerine, kurallarına aykırı davrandığı duygusudur. Utanca yol açan eylem başkalarına karşı olsa da, utanç kişisel bir yargı olduğu için toplumsal bir yargı olan suçluluktan ayrılmaktadır. (Bakırcıoğlu, 2012).Ekşi sözlükte '' Onur kırıcı bir durum içine düşmüş olmaktan dolayı duyulan hüzün, mahcubiyet'' denilmiştir. Yine bir diğer sayfasında ''Kendi gölgenin bile seni kınadığını düşünüp başını kuma gömmek istemendir'' biçiminde ifade edilmiştir. Lewis (2000) utancı, kişinin kendi davranışını sahip olduğu standartlar, değerler ve amaçlar doğrultusunda evrensel benliğine (global self) göre değerlendirmesi olarak tanımlar . Gilbert'e (1994) göre, utanç bireyin kendisini diğerlerine kıyasla daha aşağı, güçsüz veya kötü hissetmesidir. Kişi yalnızken bile, onaylamadığı benliğin başka bir kişiye nasıl görünebileceğini hayal eder. Bu nedenle, utanan kişinin genellikle başkalarından gizlemek veya yere gömülüp kaybolmak istemesi şaşırtıcı değildir .(Tangney, 1992). Utanç, aşağılanma duygusuyla paralel gelişir ve kimliğin gelişiminde oldukça merkezi bir yere sahiptir. Utanç, bir iç işkence olarak hissedilir ve bireyleri hem kendinden hem de diğerlerinden ayıran, içeride açılmış bir yara olarak nitelendirilebilir. Eğer kontrol edilmezse, utanç benliği yutabilir ve bireyi daha derin umutsuzluğa sürükleyebilir. Utançla yaşamak, yabancılaşmış ve mağlup hissetmektir ve benlik gizlice kendini sürekli hatalı hisseder; eksiklik içinde yaşar (Kaufman, 1996). Utanç, kişinin kendisini ayıplanacak bir durumda görmesinden kaynaklanan bir duygudur. Ayrıca kişinin kendi beklentilerini karşılayamaması durumudur.(Öztürk;2021)
UTANÇ İLE İLGİLİ DİĞER YAKIN KAVRAMLAR
Aşağılanma , küçük düşme, onaylanmama,onanmama, onuru kırılma, pişmanlık, rezil olma, sıkılganlık, suçlanma, mahçubiyet, vicdan azabı çekme ..
UTANÇ DUYGUSUNU YAŞAMA
Utanma anında, kişi kendini saklama ihtiyacı hisseder ve çoğunlukla yüzünü gizlemeye çalışır. Diğer taraftan yüzde hafif tebessüm ifadesi belirir. Utanma durumunda ses tonu düşer. Ayrıca soru sormadıkça cevap vermeme durumu ortaya çıkar. Yani kişi çok konuşmak istemez.
Utanç duygusu yaşarken bedenimizde neler olur?
Karın boşluğunda bir ağrı duyma
Korku duyumu
Gözyaşlarına boğulma, hıçkıra hıçkıra ağlama
Yüz kızarması, yüzüne ateş basması
Sinirlilik
Boğuluyormuş gibi olma duyumu
Utanma duygusu beyinde başladığı andan itibaren, kişi bu duygusunu saklama ihtiyacı hisseder. Bu saklama isteği, kişinin eliyle yüzünü kapatması (çoğunlukla alına dokunma) ya da kendini bir yere ya da bir nesnenin arkasına (bardak, kalem ya da kâğıt parçası gibi) gizlemesi şeklinde olur. Diğer yandan utanınca göz teması kurmakta zorlandığımız için gözlerimizi kaçırırız. Bu kaçırış
çoğunlukla gözlerin sol alt köşeye doğru hızlıca kayması şeklinde olur. Ayrıca utanma yoğun ise, kişinin gözleri kızarır ve dikkatli bakıldığında gözlerin kılcal damarlara dolan kan nedeniyle yaşardığı gözlemlenir.( www.mikroifadeler.com )
Utanma duygusunu tetikleyen durumlar :Utanma duygusunu tetikleyen durumlar. Bir araştırmada katılımcılar utanmayı tetikleyen toplam 251 durum tanımlamışlardır. Utanma duygusunu tetikleyen durumlar 9 kategoride toplanmıştır.( Akan ve Barışkın;2018)
Belirlenen kategoriler ve sıklıkları şu şekildedir:
1-Başkaları farkında olsun ya da olmasın, kişinin kendinin rahatsızlık duyduğu maddi, manevi, ahlaki,
sosyal, mesleki, fiziksel kusurları (%28),
2-Kendiliğin teşhir olması, atılgan davranmak ve öne çıkmak (%20),
3-Bedenin, beden bölgelerinin, bedenle ilgili kötü kokuların, beden biyolojik atıklarının, bedenin düşük hijyeninin teşhir olması (%12),
4-Başkaları tarafından azarlanmak, suçlanmak, küçük düşürülmek, yanlış anlaşılmak
(%11),
5-Kişinin toplum tarafından hoş karşılanmayan durumlarda görülmesi ya da kişinin kusurlarına başkalarının şahit olması, bu kusurların başkaları tarafından fark edilmesi (%11),
6-Başkalarının varlığında beden üzerinde kontrolü yitirmek (%7),
7-Cinsellik yaşanması ve cinsellikle ilgili durumlara başkalarının varlığında maruzkalınması (%5),
8-Başkalarının önünde kısa süreli başarısız bir performans sergilemek (%3),
9-Önemli diğerlerinin toplum tarafından hoş karşılanmayan davranışlarda bulunması (%3).
UTANÇLA İLGİLİ BELİRLİ ÖZELLİKLER
Tangney ve Dearing (2002), utançla ilgili belirli özelliklerine göre tablo haline getirmiştir. Utanç ve suçluluk arasındaki farklar tablo 'da ele alınmıştır.Bu yazının konusu yalnızca utanç duygusu olduğu için ilgili kısım belirli özelliklere göre maddeler verilmiştir.
Değerlendirme Odağı |
Evrensel Benlik: ''(Ben) O korkunç şeyi yaptım.''
|
|
|
Sıkıntı Derecesi |
Genellikle suçluluktan daha acı verici
|
|
|
Fenomenolojik Deneyim |
Değersiz hissetme, güçsüzlük
|
|
|
Benliğin Yapısı |
Bölünmüş benlikleri gözlemleme
|
|
|
Benliğe Olan Etkisi |
Genele yayılmış bir değersizleştirme (Global devaluation) sonucu benliğin zarar görmesi
|
|
|
Diğerleriyle İlgili Endişe |
Başkalarının kendini değerlendirmesiyle ilgili endişe
|
|
|
Karşı-olgusal Süreçler |
Benlik bütünlüğünün tekrardan sağlanmasının hayal edilmesi
|
|
|
Motivasyonel Özellikler |
Saklanma, kaçma isteği |
||
.
Utanç durumunda kişi negatif durumu benliğine atfettiğinden durumu çözecek olan benlik de sorunlu hale gelmekte ve çözüm güçleşmektedir.
Utanç, toplumda yer edinme, statü sağlama ve karşıdaki kişi üzerinde pozitif etki bırakma temeline dayanır.
Utancın kişisel standartlarla çelişen durumlarda yaşandığı bu nedenle, utancın benmerkezci (egocentric) faydalara dayandığını ifade edenler olmuştur.(Söylemez ve ark.;2012)
Bu iddiaya tümü ile katılmak mümkün değildir. Birey kendisine yapılan, maruz kaldığı acı, onur kırıcı, uygunsuz bir hareketten ötürü utanma hissi yaşayabilir. Bu hareketi yapan kişi de hiç değilse bir süre sonra utanma hissi oluşmasını beklemek manidar olur. Yine kanımca mağdurun içinde bulunduğu sosyal halka ile uyumu çok da iyi değilse yada böyle bir uyum gerekli koşul değil ise benmerkezci faydalar sağlamaz, ancak utanma duygusuna yol açan kişinin grup içi uyumu yüksekse benmerkezci faydalar sağlayabilir , grupta topyekün bir zihin kirlenmesi olabilir. Problemlere çok yönlü bakabilme , durumu bütünsel olarak kavrayabilme fanatik gruplarda; mobbing çeteleri, holiganlar, salt siyasi veya mezhep kimlikli küçük gruplar v.b. mümkün olmaz diye düşünmekteyim.
Buraya kadar üzerinde durulan noktalar sonucunda denebilir ki utancın en temel özellikleri benlik kavramına dayalı olması ve sosyal yapıya duyarlı olmasıdır.
Yalan söyleme, aldatma, çalma, başka birine yardım etmeyi başaramama,
anne babaya itaatsizlik gibi olayların çoğu bazı insanlar tarafından utanç hisleri ile ilgili, diğer bazı insanlar tarafından ise suçluluk hisleri ile ilgili görülmektedir.
Yoğun utanç duygusu yaşayan kişiler, bu duygunun kendilikle ilgili inançlarında yarattığı zorluklarla baş edebilmek ve duygularını düzenleyebilmek için suçlama eğiliminde olabilmektedir. Bunun neticesinde başkalarına yönelik öfke ve saldırganlık açığa çıkabildiği gibi kimi zaman hissedilen öfke kişinin kendine yönelebilmektedir.(https://www.addicta.com.tr/Content/files/sayilar/32/ADDCT_April_2022-117-118.pdf)
Duygusal destek veya paylaşımın yokluğu, güçsüzlük veya zayıflık duyguları, anne babaların disiplin tarzları hem utanç eğilimi hem de duygusal sıkıntılar üzerinde etki eden faktörler olabilir.
UTANÇ DUYGUSUNUN SONRADAN ÇIKAN ETKİLERİ
Utanç duygusunun sonrdan ortaya çıkan etkileri şunlar olmaktadır.(Köroğlu;2011)
Zihnini dağıtmak yda dikkatini başka bir konuya vermek için dikkat dağıtıcı veya dürtüsel birtakım etkinliklerde bulunma
Özürlü olduğunu düşünme
Değişmek için yollar arama
Uyuşma, kendine yabancılaşma, çözülme yaşantıları
Yoğun bir öfke duyma, üzülme, korkma yada olumsuz diğer duyguları yaşama
İnsanlardan kaçınma, insanlara karşı soğukluk hissetme
Sınırını aştığını düşünmekten kaçınma , kendini kapatma, duyguları engelleme
İŞGÖRENLERİN UTANÇ DUYGULARI
Utanç, örgüt üyelerinin problemin varlığını kabul etmelerini ve problemler hakkında kendi aralarında bile tartışmalarını engelleyebilmektedir (Hunt, 2000). Değişen bir dünyada sürekli başarı, yeni olanaklar aramayı, geçmiş başarı ve başarısızlıklardan yararlanmayı gerektirir. Bu ise örgütsel öğrenme sayesinde gerçekleşebilir. Örgütlerde bireyler ve onların oluşturdukları gruplar bilinçli veya bilinçsiz olarak devamlı surette öğrenme süreci içindedirler. Çalışanlar, içinde bulundukları ve faaliyet yaptıkları örgütün çalışma biçiminden ve örgütün uygulamakta olduğu faaliyet ve süreçlerinden bazı sonuçlar çıkarabilirler. Kendilerine göre hatalı yönleri bularak örgütsel öğrenme faaliyetini gerçekleştirebilirler. Buna karşın, utanç duygusunun hâkim olduğu bir örgütte hata ve problemler objektif bir şekilde ortaya konularak, bunlara yönelik çözümler konuşulamayabilir ve bu husus da örgütsel öğrenmenin önünde önemli bir engel oluşturabilir. Örgütsel öğrenmenin özünde, tüm kademelerdeki çalışanların bilgi ve deneyimleriyle örgüte katkı sağlaması vardır. Bununla birlikte, utanç duygusunun olumsuz bir şekilde yönetildiği bir örgüt ikliminde, çalışanlar hata ve problemleri ortaya koyarak daha iyiye nasıl ulaşılacağını konuşmak yerine, hata ve problemleri saklamaya veya saptırmaya çalışabilirler. Bu husus da beraberinde, öğrenemeyen bir örgüt yapısına ve işletme körlüğüne yol açabilir. Utanç duygusu, örgütlerde grup moralini de etkileyebilmektedir. Grup morali, bir insan grubuna hâkim olan iklim veya atmosferdir. Bir örgütte kuvvetli bir moral duygusu için; birlik ve beraberlik ruhu, direngenlik ve vazgeçmeme arzusu, canlılık ve hareketlilik, tatminsizliğe veya hayal kırıklığına karşı direnme, amaçlara bağlılık ve öndere hayranlık bileşenleri gerekmektedir. Zayıf moral duygusunun bileşenleri olarak da; duygusuzluk, gevşeklik, kavga ve çekişmeler, kıskançlıklar veya çekememezlikler, işbirliği ruhunun yokluğu ve kötümserlik görülmektedir (Eren, 2007). Utanç duygusu etkili bir şekilde yönetilemezse, bu durum kişilerarası güveni sarsarak birlik ve beraberlik ruhunu bozabilir, zayıf moral duygusunun bileşenlerini güçlendirerek örgüt içerisinde morali düşürebilir. Utanç duygusu örgütlerde çatışmalara da neden olabilir. Bir örgütte çatışma bireyler ve grupların birlikte çalışma sorunlarından kaynaklanan ve normal faaliyetlerin durmasına veya karışmasına neden olan olaylardır (Eren, 2007; Sığrı, Tabak ve Sağır;2010)
UTANÇ YÖNETİMİ
Suçluluk ve utanç duyguları karşılaştırıldığında, utanç duygusunun kontrol altında tutulmaması ve etkili bir şekilde yönetilmemesi durumunda daha yıkıcı olabileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenle örgüt çalışanlarının özellikle utanç duygularını nasıl kontrol ettikleri ve yöneticilerin utanç yönetimini nasıl gerçekleştirdikleri konusu önem kazanmaktadır. Utanç, sosyal ve/veya ahlaki bir kuralın çiğnenmesi durumunda hissedilen bir duygudur. Utanç yönetimi ise, bu duygu karşısında kişilerin nasıl davrandıkları, bu duyguları nasıl yönlendirdikleriyle ilgilidir. Utanç yönetimi teorisi, insanların, utanç duygularıyla farklı şekillerde başa çıktıklarını öne sürmektedir. İnsanlar, bu duyguyu tespit ve kabul ederlerse, daha uyumlu bir şekilde bu duyguyla baş edebilirler. Bunun yanında utanç, daha az uyumlu bir şekilde de yönetilebilir. İnsanlar, olumsuz bir sonuçtan kaçmak için bu duyguları saptırabilir veya önemsemeyebilirler, böylece daha çok çatışmaya neden olabilirler (Ahmed, 2001). Utancı yönetmek ile ilgili yapılan ampirik çalışmalarda, "utancı kabul etmek" ve "utancı uzaklaştırmak" şeklinde iki genel yöntemin olduğu görülmektedir. Utancı kabul etmek, yapılan şeyin yanlış ve utanç verici olduğunu kabullenerek, pişmanlık hissetmek ve bunu göstermektir. Utancı uzaklaştırmak ise, yanlıştan dolayı başkalarını suçlamak ve onlara karşı öfke göstermektir. Utanç yönetimi yaklaşımına göre, utancı kabul eden ve bireysel sorumluluk alan kişiler, müteakip hatalardan kendilerini korurlar, çünkü zararlı sonuçları düşünerek, gelecekte bunlardan kaçınmayı zihinlerinde tasarlamışlardır. Bunun tam tersine, başkalarını suçlayarak utanç duygularını uzaklaştırmak ise hataları daha da artıracaktır, çünkü bu, yapılan yanlış ile sonuçları birbirinden ayırmaktadır .(Sığrı ve ark.;2010)
Batı ve Doğu kültürlerinde utanç duygusunun işlenişi farklılık gösterir. Bireyci olan Batıda utanç yetersiz ve olgunlaşmamış bir duygu olarak değerlendirilir çünkü diğer insanları önemse noktasında motive edici değildir. İçselleştirilmiş ahlak değerlerinden açığa çıkan suçluluk adeta bir ceza görevini görür çünkü kendilik, otonom ve kendi kendine yeten bir şekilde tanımlanmıştır. Doğuda ise kendilik aile üyelerine ve diğer yakınlara bağlı olarak tanımlanır, bu nedenle utanç duygusu, Batıda olduğu gibi, bencillik ile eşleştirilmez çünkü bu duyguya başkalarını önemseme hali de dahildir. Toplumcu kültürlerde kendilik ilişkisel bağlamda tanımlanmıştır ve utanç, kültürel ahlak değerlerinin içselleştirilmesinden kaynaklanır ve sosyal bir kontrol mekanizması işlevini görür.( Dost& Yağmurlu;2008)
Akan, Ş. & Barışkın,E. (2018) '' Tiksinti, Öfke, Utanma, Üzüntü ve Mutluluk Duygularını Tetikleyen Durumlar ve Senaryolar.'' Türk Psikoloji Dergisi,
Bakırcıoğlu, R. (2016). Ansiklopedik Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü (2. Baskı). Ankara: Anı.
Dost, A., & Yagmurlu, B. (2008). Are Constructiveness and Destructiveness Essential Features of Guilt and Shame Feelings Respectively? Yapıcılık ve Yıkıcılık Sırasıyla Suçluluk ve Utanç Duygusunun Temel Özellikleri midir Journal for the Theory of Social Behaviour, 38(2), 109--129. Doi:10.1111/j.1468-5914.2008.00362.x.
Eren, E. (2007). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi. Beta Basım A.Ş., İstanbul.
Köroğlu; E. (2011) Bilişsel Davranışçı Terapiler. Hyb Basım Yayım 233. 2. Baskı
Öztürk, U.(2021) . Üniversite Öğrencilerinde Utanç ve Suçluluk ile Başaçıkma Tutumları Arasındaki İlişkide Bilişsel Duygu Düzenlemenin Aracı Rolü. Yüksek Lisans Tezi
Söylemez, S. Koyuncu M, Amado S. (2018) - Utanç ve Suçluluk Duygularının Bilişsel Psikoloji Kapsamında Değerlendirilmesi . Psikoloji Çalışmaları Studies in Psychology Cilt/Volume: 38, Sayı/Issue: 2, DOI: 10.26650/SP2018-0021 Derleme/Review
Tangney, J. P. (1992). Situational determinants of shame and guilt in young adulthood. Personality and Social Psychology Bulletin, 18(2), 199--206.doi: 10.1177/0146167292182011
Tangney, J. P.,& Dearing, R. L. (2002). Shame and guilt. New York: Guilford Press. doi: 10.4135/9781412950664.n388
.(https://www.addicta.com.tr/Content/files/sayilar/32/ADDCT_April_2022-117-118.pdf)
.( www.mikroifadeler.com )
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.