ERGENLİK DÖNEMİNDE DUYGUSAL, DÜŞÜNSEL VE DAVRANIŞSAL GELİŞİMİ ETKİLEYEN BİREYSEL ÖZELLİKLER

Ergen kimdir, gelişim döneminde karşımıza çıkan bireysel özellikleri nelerdir, dönemin gelişim görevleri nelerdir, öneriler nelerdir ?
Ergen sözcügü Batı literatüründeki "adolescent" karsılıgı olarak kullanılmıstır. Latincede büyümek, olgunlasmak anlamında kullanılan "adolescere" fiilinin kökünden gelmekte olan bu sözcük, yapısı geregi bir durumu degil, bir süreci belirtmektedir.
(Yavuzer, 1993).
Ergenlik (puberte), insanlarda meydana gelen "yetişkinliğe ilk adım" evresidir. Ergenlik, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişikin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı dönemdir
Kulaksızoglu'nun (1998) tanımına göre, ergenlik; insanda bedence büyümenin, hormonal, cinsel, sosyal, duygusal, kisisel ve zihinsel degisme ve gelismelerin oldugu, bulugla baslayan ve bedence büyümenin sona ermesiyle sonlandıgı düsünülen özel bir evredir.
Gençlik dönemi olarak da ifade edilebilen ergenlik, bireyin biyolojik ve duygusal süreçlerindeki degisikliklerle baslar, cinsel ve biyolojik olgunluga dogru erismesi ile
sürer. Bireyin bagımsızlıgını ve sosyal üretkenligini kazandıgı belirlenmemis bir
zamanda tamamlanır. Kronolojik sekilde süren ergenlik, normal bir gelisim ve degisim
dönemidir (Özbay ve Öztürk, 1992).UNESCO'nun tanımına göre genç, ögrenim yapan ve hayatını kazanmak için çalısmayan ve evi olmayan insandır.
Ergenlik evresi içindeki dönemlere bakıldığında, uzmanların büyük çoğunluğu, 12-15 yaş dolaylarını olumsuz bir dönem olarak nitelendirmektedirler. Karşıtlık, dengesizlik olgularıyla nitelendirilen bu dönemden sonra gelen 16-21 yaşları arasındaki dönem ise, olumluluk dönemi olarak kabul edilmektedir.
Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma (süperego ve ego) kavramları gelişir. Vücut hormonlarınıdan cinsiyet ile ilgili olan (sekonder cinsiyet hormonları) östrojen veya androjenlerin üretimi bu dönemde pik yaptığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir. Genel olarak 12-20 yaş arası ergenlik dönemi olarak adlandırılır.
Ergenliğe giriş yaşı; genetik (ailesel), ırk, sosyoekonomik şartlar (çocuk yaşta evlendirme, ağır bedensel yük altında çalıştırılan çocuklar) ve iklim gibi faktörlerden etkilenir. Bazı Zenci kabileleri ve eski Araplarda ergenlik iklimin etkisiyle daha erken başlarken Kuzey yarım küredeki Norveç, Finlandiya gibi az güneş alan soğuk bölgelerde ergenlik yaşı daha geçtir. Genel olarak kızlar erkeklere oranla iki yıl kadar önce olgunlaşmaları nedeniyle bu dönem ülkemizde kızlarda 10-12 yaşları arasında erkeklerde 12-14 yaşları arasında başlar. Ergenliğin sonuna doğru bu farkın kapandığı görülür.
Ergenliğe giriş için kesin bir zaman yoksa da genel olarak kızlar 9-13 yaş arasında ve erkeklerden daha erken ergenliğe girerler. Bu nedenle yaşamın bu döneminde kızlar -erkekler kendilerini yakalayıncaya kadar- birkaç yıl erkeklerden daha uzun ve daha olgundurlar.
"Fırtınalı ve gerginlik" dönemi olarak da açıklanabilen ergenlik, hangi toplumda olursa olsun, her bireyin yaşadığı bir evredir.
Ergenlik evresi içindeki dönemlere bakıldığında, uzmanların büyük çoğunluğu, 12-15 yaş dolaylarını olumsuz bir dönem olarak nitelendirmektedirler. Karşıtlık, dengesizlik olgularıyla nitelendirilen bu dönemden sonra gelen 16-21 yaşları arasındaki dönem ise, olumluluk dönemi olarak kabul edilmektedir.
Ergenlik "Fırtına ve Stres "
S.Hall, S.Freud, P.Blos ve K.Lewin'in "Fırtına ve Stres" dönemine ilişkin görüşleri ergenliğe olan kuramsal yaklaşımlara bakıldığında ergenliği sadece biyolojik olan inceleyen (Hall), sosyal bağlamın biyolojik faktörlerin üzerindeki etkisini inceleyen psikanalitik kuramcılar (Sigmund Freud ve Peter Blos) ve daha çok çevresel koşulların önemini vurgulayan kuramcı (Kurt Lewin) bulunmaktadır.
Ergenlik psikolojisinin en temel temsilcisi olan Hall'un teorisi, türlerin evrimine dayanır ve özellikle de çocuk gelişiminin evrimsel süreçlerle paralel gittiğini savunmuştur. İnsanı gelişim evrelerine ayırarak açıklayan Hall, biyolojik yatkınlıkların, gelişimi ve davranışları kontrol ettiğini ileri sürmüş ve sosyal bağlamın etkisi üzerinde fazla durmamıştır (Çelen, 2007; ). Hall'e göre insanlar ilkel dürtüleri ve ihtiyaçlarıyla hayvanlar dünyasının içine doğarlar. Ergenlikle birlikte ise adalet duyguları ve diğerlerine değer verme düşüncesini de geliştirerek uygar bir milletin ferdi olurlar. Kısacası yeniden doğarlar (Çelen, 2007).
Her kuramcı ergenlik döneminde yaşanan duygusal dengesizlikleri ve sıkıntıları farklı sebeplerle açıklamışlardır. Hall, ergenin kendi arzu ve istekleriyle diğer insanların iyilikleri arasındaki dengeyi kuramadığı için fırtına ve stres yaşadığını düşünmüştür (Adams, 2000; Berzonsky, 2000 & Gallatin, 1995). Ergenler Hall'a göre iki uçlu ve çok hızlı değişen duygu durumu yaşamaktadır. Örneğin, sabah çok depresif hissederken akşama doğru daha manik bir duygulanıma geçebilirler. Freud da benzer şekilde, ergenlerde süperego engelinden dolayı id'in doyuma ulaşamamasından kaynaklanan bir çatışma olduğunu ifade eder. Freud, ergenlik döneminde yaşanan fiziksel gelişimin cinsel dürtüleri harekete geçirdiğini ve bunun da çocuklukta yaşanan çatışmaların su yüzüne çıkmasını sağladığını düşünmüştür (Dinçel, 2006). Freud, aslında ergenlik döneminin üzerinde fazla durmamakta çünkü ergenlik sürecinde yaşanan sıkıntıların kaynağının çocukluk dönemindeki oedipal çatışmayla ilgili olduğunu düşünmektedir. Blos ise ergenlikte ikinci bireyselleşme sürecini tanımlamıştır. Ergen, içselleştirdiği ebeveyn süper-egosundan kurtulmaya çalışır yani bireyselleşme çabası içindedir. Bu süreçte Hall ve Freud'un da dediği gibi duygu-durumunda dengesizlikler yaşar ve ebeveynleriyle zıtlaşırlar. Son olarak Lewin'e göre ise çocuklukla yetişkinlik arasında kalan genç, diğer insanların ondan beklentileriyle birden karşı karşıya kalır ve bu durumda sıkıntı yaratır. Aynı zamanda, ergenin yaşadığı fizyolojik değişiklikler onda olumsuz benlik algısına yol açarak bir duygusal dengesizliğe sebep olur. Gencin sıkıntı yaşadığı bir diğer alan ise, grup baskısı ve bununla mücadele edebilecek bilişsel yeterliliğe henüz sahip olamayışı. Ergen, kararlar alırken geleceğe dair henüz ön görüde bulunamadığı için, davranışlarının sonuçları hakkında fikir yürütemez.
Ergenligin stresli ve fırtınalı bir dönem oldugunu destekleyen Rutter da (1976)
ergenin sessiz bir çalkantı içinde oldugu görüsündedir. Bu görüse göre; ergen kendi iç
dünyasında, dısarıya yansımayan, ebeveyn ya da ögretmenlerin fark etmedigi, öznel bazı
duygusal rahatsızlıklar ve sosyal kuskular yasamakta, bununla birlikte sosyal ya da
akademik alanlarda islev bozuklugu yasamamaktadır (Akt., Çuhadaroglu ve ark., 2004).
Freud ve Blos, ergenlerin bu fırtınalı süreçte dengeyi sağlayabilmek için ego savunma mekanizmalarını kullandığını ifade etmişlerdir. Freud ergenlerin geçmişe ilişkin yaşadıklarını tekrar hatırladıklarını ve bunlarla başa çıkma çabası içinde olduklarını belirtmiştir. Blos da benzer şekilde ergenin üstesinden gelmesi gereken süreçlerden birinin, çocukluk travmaları olduğunu belirtmiştir. Ergenlik döneminde yaşanan travmalar çözüme kavuşmazsa bu, bir takım psikolojik sorunlar doğurabilir demiştir (Çelen, 2007).
Kurt Lewin, yaşamı Hall ve Freud gibi evrelerle açıklamamış ve ergenlik döneminde yaşanan sıkıntıları geçmişte çözülememiş çatışmalardan, travmalardan ziyade, çocuklukla yetişkinliğin gerektirdikleri arasında sıkışıp kalan gençlerden bahsetmiştir. Diğer kuramcılardan farklı olarak da yaşam alanı kavramından bahsetmiştir. Lewin'e göre bir davranış oluşurken bireysel ve çevresel faktörlerden etkilenir. Bu faktörler değişebilmekte ve özellikle gelişiminin hızlı olduğu dönemlerde değişen yaşam alanı ergenin dengesini bozmaktadır (Dinçel, 2006).
Erikson yaşamı sekiz evreye ayırır.
- Güvene karşı güvensizlik (0-1 yaş)
- Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik (2-3 yaş)
- Girişkenliğe karşı suçluluk duyma (4-6 yaş)
- Başarıya karşı aşağılık duygusu (7-11 yaş)
- Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası (12-18 yaş)
- Dostluk kazanmaya karşı yalnız kalma (19-26 yaş)
- Üretkenliğe karşı duraklama
- Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk
Eriksonun sosyal gelişim evrelerine göre ergenlik 5. Döneme rastlar ve aşağıdaki hususlar dikkat çekicidir.
- Ego kimliğine karşı rol karmaşası
- Erinlik ve ergenlik dönemi
- "Ben kimim?" "Bana ne oluyor?" "Ben kim oluyorum?"
- Özdeşleşme ve taklit
- Bu dönemi başarıyla atlatan bireyler kimlik duygusu kazanırken, başarıyla atlatamayanlar rol karmaşası yaşarlar.
Tüm kuramcıların da ortak düşüncesi olduğu üzere ergenlik bireyselleşmenin geliştirilmeye çalışıldığı dönemdir. Hall buna fırtına ve stres ile tanımladığı döneme, Freud, ikinci oedipal krizi aşabilmesi ve ebeveynle oluşturduğu duygusal bağdan kurtulması; Blos, ikinci bireyselleşme süreci; Lewin ise grup baskısı ve yetişkin yaşamına geçişe zorlanma olarak ifade etmişlerdir
Ergenlik Dönemi Gelişimsel Görevleri
Havighurst, ergenlik dönemi için sekiz gelisimsel görev tanımlamıstır (Akt.
Dacey & Kenny, 1994; Gander & Gardiner, 1993; Adams, 1995):
- Fiziksel görünüsünü kabul etmek ve bedenini etkili bir sekilde kullanmak,
- Kadın ya da erkek olarak toplumsal cinsiyet rolünü basarmak,
- Her iki cinsten yasıtlarıyla yeni ve olgun iliskiler kurmak,
- Anne baba ya da baska yetiskinlerden duygusal olarak bagımsız olmak,
- Bir meslek seçip bunun için hazırlanmak ve ekonomik özgürlüge kavusabilmek,
- Evlilik ve aile yasantısına hazırlanmak,
- Toplumsal olarak sorumlu davranıslar sergilemeyi istemek ve bunu basarmak,
- Bir ideoloji edinmek ve davranıslarına yol gösterecek bir takım degerleri ve ahlaki
sistemi olusturmak.
Ergenlik Döneminde Duygusal, Düşünsel ve Davranışsal Gelişimi Etkileyen Bireysel Özellikler
Bireysel Özellikler: Ergenin duygusal, düşünsel ve davranışsal gelişimini etkileyen bireysel özellikler arasında zekâ düzeyi, cinsiyet, fiziksel özellikleri, benlik saygısı, kendine olan güveni, sosyal ilişkileri ve akademik başarısı sayılabilir. Bu özelliklerin hepsi birbiri ile bağlantılı ve bir denge halinde bulunmaktadır. (Ocakçı; 2015). Bunun yanı sıra ergenlerde en sık görülen özellikler şöyle sıralanabilir:
Ben merkezli düşünce yapısı: Ergen kendisini yaşadığı evrenin merkezinde görür, her şeyde hakkı olduğunu düşünür ve herkesten üstün olduğuna inanmıştır. Çevresindekileri değersiz görür. En çok değersizleştirilen ve eleştirilen anne baba, öğretmenler ve toplum olur.
Kişisel efsanelik: Ergenler kendilerini özel bireyler olarak görürler. Eşi benzeri olmayan deneyime sahip olduğuna dünyada geçerli olan kuralların kendileri için geçerli olmadığına inanırlar. Olumsuz durumlarla hiç karşılaşmayacaklarını düşünürler. Kendilerini kimselerin anlamayacağını iddia ederler.
Tartışmacı tavır: Yeni keşfettikleri bir özelliktir ve bunu başkalarına göstermek isterler. Bu nedenle günlük olaylarda bile tartışmacı tavır sergilerler.
Kararsızlık: Hayatın kendileri için getirdiği şeylerin farkındadırlar ve neyi yapmak istedikleri konusunda kararsızdırlar.
İkiyüzlülük: Ergenler ideallerini ifade ederler. Bunları gerçekleştirmek için fedakârlıkta bulunmazlar.
Devamlı aynaya bakma: Bedeninde meydana gelen hızlı değişimi kabullenmesi zordur. Aynada gördüğü kendisini kabullenmeye çalışır. (İşmen,2013)
Abartılı tepkiler: Ergenin tepkileri genellikle abartılıdır. Hiç kimse onun kadar sevmemiştir. Hiç kimse onun kadar acı çekmiyordur. Ona ait bu duygusal deneyimler ilk ve tektir. Kısaca, kendisini ve duygularını abartılı bir şekilde önemsemektedir (Yavuzer;2015).
Bu olumsuz özellikler ergenliğin sonuna doğru büyük ölçüde olumlanır , daha degeli, daha dürüst, daha kararlı, daha net, daha olgun bir kişiye doğru gidişat gelişir. Ancak bazı özellikler bazı bireylerde hiç değişmeden devam da edebilir.
Sağlıklı Ergenlik Hedefleri Nelerdir?
Ergenlik dönemi içinde olan bireyin bu süreci duygusal, düşünsel ve davranışsal bakımdan sağlıklı gerçekleştirmesi gereken hedefler bulunmaktadır. Bunlar;
- Bağımsızlık kazanması: Özellikle duygusal anlamda evinden ve ailesindenbağımsızlığı
dır. Sağlıklı bağımsızlık, ergenin hayatında önemli yeri olan
kişilerle ilişkilerine zarar vermeden, yaşamına yetişkin olarak devam edebilmek için gerekli olan becerileri elde etmesi ve kendini gerçekleştirebilmesidir.
- Kendi için özel bir kimlik oluşturması
- Kendi kendini motive edebilmesi
- Kendine ait değer yargıları belirleme ve seçtiği değerlere bağlı kalmak için
yeterli düzeyde denetim mekanizması geliştirmesi
- Ayrı birer birey olarak, diğer insanlara ilgi duymaya başlama ve başkalarının
duygu ve düşüncelerini anlamaya, paylaşmaya çalışması
- Cinsel kimliğini kazanması
- Yeni edindiği zihinsel yetilerini geliştirmesi
- Kendi kendini desteklemeyi sağlayacak becerileri kazanması
- Yaşıtlarıyla anlamlı ilişkiler geliştirmesi .
Ergenin toplumda yer alması, yetişkinler arasında yerini ve konumunu alabilmesi, bu evrede kazandığı bilgi, beceri ve deneyimlere bağlıdır. Hedeflere uygun olarak ergenlik dönemini tamamlayan birey duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak sağlıklı bir yetişkinlik sürecine adım atmış olmaktadır.
Bu Hedeflere Ulaşabilmek İçin Öneriler
Ergenin ilgi alanlarının belirlenmesi, akademik çalışmalar yanında sosyal aktivitelere de yönlendirilmesi,.ergenin yaşam olayları ile daha kolay mücadele edebilmesi için sanat, müzikve/veya spor aktivitelerinin yaşam tarzı haline getirilmesinin kolaylaştırılması/desteklenmesi okul içerisinde özellikle görsel sanatlar derslerinde resim çizimi, ebru, mandala ve el işi gibi faaliyetlere daha fazla yer verilmesi, fazla enerjini atması için sportif aktivitelere yönlendirilmesi, dansa, folklora yönlendirilmesi yerinde olur.
Çelen, N. (2007). Bir Dönüşüm Süreci: Ergenlik ve Genç Yetişkinlik. İstanbul: Papatya Yayıncılık Eğitim.
Dacey, J.S. & Kenny, M. (1994). Adolescent development. USA: Brown & Benchmark
Publishers
Dinçel, E. (2006). Ergenlik Dönemi Gelişimsel Ödevleri ve Psikolojik Problemler. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İşmen Gazioğlu AE. Hayatın ilk Çeyreği 0-18 Yaş Gelişimi. s: 92-107, Aile
Eğitim Programı, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İstanbul, 2013.
Kulaksızoglu, A. (1998). Ergenlik psikolojisi. _stanbul: Remzi Yayınevi.
Ocakçı AF, Üstüner Top F. Yetişkinliğe Bir Adım Kala: ERGEN SAĞLIĞI.
s:1-6, 158-213, Göktuğ Yayınevi, Amasya, 2015.
Özbay, H ve Öztürk, E. (1992). Gençlik. _stanbul: _letisim Yayıncılık A.S.
Yavuzer H. Gençleri Anlamak. Remzi Kitabevi, İstanbul, 2015.
Yorumlar (0)
Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.