03-08-2021 |

BİR GRUP ÇOCUK GELİŞİM ÖĞRENCİSİNİN ORMANA YÖNELİK TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Çocuk gelişim öğrencilerinin ormana yönelik tutumlarını ölçmeyi amaçlayan bu çalışmada, beşli likert tipi ölçek kullanılmıştır.

ÖZET

Çocuk gelişim öğrencilerinin ormana yönelik tutumlarını ölçmeyi amaçlayan

bu çalışmada, beşli likert tipi ölçek kullanılmış, 33 kişilik çalışma grubunda

3.00 ve üzeri ortalamaya sahip öğrenciler olumlu tutumlara sahip, 3.00 ve altı

nötr yada olumsuz tutumlara sahip öğrenciler olarak saptanmış ve tüm

gruba yönelik çevre bilinci ve orman sevgisine dair ek 3 ve ek 4 de

açıklanan uygulamalı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada hem durum

saptama hem de olumlu tutumlar geliştirilmesi üzerinde durulmuştur.

ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Çevre sorunları ile baş edebilmek çevre bilinci kazanmış bireyler ile

gerçekleşir.

Ormanı oluşturan unsurları koruma, geliştirme ormanlar için tehlike arz eden

durumlar hakkında bilgi sahibi olma, olumlu tutumlara sahip olma ormanlara

ilişkin bir bilincin göstergesidir. Bu bilinç ve olumlu tutumlara sahip

öğrencilerin de olumlu tavır ve davranışlar göstermesi beklenir. Bu öğrenciler

okul öncesi öğretmen adayları olunca konu daha da büyük bir önem arz

etmektedir. İnsanların çevreyi koruyucu kurallara uymasını sağlayan en etkili

mekanizmaların “özdeşleşme”, “benimseme” olduğu bilinmektedir. Ormanlara

ilişkin sorumluluk bilinci kazandırmak, olumlu model olmak okul öncesi

öğretmeninin önemli bir görevidir. Erken çocukluk yıllarında kazanılan doğru

bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıkların yetişkinlikte de kendini göstereceği

bilinmektedir. Okul öncesi öğretmen adaylarının ormana yönelik tutumları

bugünün küçük çocukları olan yarının genç yetişkin bireylerine tesir

edecektir. Bu bakımdan, bu çalışmada öncelikle çocuk gelişimi bölümü

öğrencilerinin ormanlara ilişkin tutumları hakkında bilgi sahibi olmak ve

daha sonra eğer var ise yanlış bilgi ve algılamaları ( ders saatinin son 15

dakikasını kullanarak tartışma metodu, drama , panoda etkinlik; posterler v.b )

düzeltmek amaçlanmıştır.Yanı sıra grubun üçte birinin 4 ve üzeri ortalama

değer alacağı beklentisi içinde olunmuştur.

YÖNTEM

Ölçme Aracının Tanıtımı

“Ormana İlişkin Tutum Ölçeği” Burdur Eğitim Fakültesi’nde görevli Hilmi

Demirkaya Ve Hasan Genç tarafından geliştirilmiştir. Beşli likert tipi ölçek, 36

maddeden, tutum cümlesinden oluşmuş ve ölçekteki her bir madde ölçülen

tutumla monotomik bir ilişki içindedir; her bir madde aynı tutumu

ölçmektedir. Ölçek maddelerinin yarısı olumlu, diğer yarısı olumsuz tutum

cümleleri içermekte olup, hazırlanan maddeler olumluluk ve olumsuzluk

sıralamaları dikkate alınarak, yanıtlatıcıda bir tepki kurulumunu engelleyecek

şekilde sıralanmıştır.

Ölçeğin Güvenilirlik ve Geçerliliği

Demirkaya ve Genç (2006; s: 42-43) toplam sıralama yöntemi ile

oluşturdukları likert tipi ölçeğin güvenilirliğini Cronbach Alfa katsayısı ile

hesaplayarak .90 bulmuşlardır. Bu sonuç, ölçeğin güvenilir bir ölçme

yaptığını göstermektedir. Aynı araştırmacılar, ölçeğin yapı ve kapsam

geçerliliğini de sağladığını faktör analizi yolu ile ( ilk deneme formunda 69

tutum cümlesi vardır, faktör yükü 4’ün altında olan 33 maddeyi

çıkarmışlardır.) değerlendirmiş, şimdiki formu ile geçerliliğini en yüksek

düzeye çıkarmışlardır.

Ölçeğin Puanlanması ve Yorumu

Ölçek; “tamamen katılıyorum”, “katılıyorum”, “kararsızım”, “katılmıyorum”,

“katılmıyorum”, “hiç katılmıyorum” şeklinde derecelenmiştir. Olumlu maddeler

; “ tamamen katılıyorum” seçeneğinden başlamak üzere 5’den 1’e doğru,

olumsuz maddeler ise “tamamen katılıyorum” seçeneğinden başlamak üzere

1’den 5’e doğru puanlanmıştır. Bu şekli ile “Ormanlara İlişkin Tutum

Ölçeği”nden Alınabilecek en yüksek puan 180, en düşük puan ise 36’ dır.

Ölçekten alınan toplam puanlar madde sayısına bölünerek, bireylerin elde

ettikleri ortalama puanlarına göre, onların ormanlara yönelik tutumları

hakkında bir yargıya varılabilir. Bu çalışmada, 3’ün üstünde ortalama puana

sahip öğrenciler olumlu tutuma sahip, 3’ün altında ortalama puana sahip

öğrenciler olumsuz tutuma sahip olarak değerlendirilmiştir. Bu durumda,

ormanlara yönelik olumlu tutuma sahip öğrencinin 36 tutum cümlesinden

oluşan bu ölçekten, en az 108 puan alması beklentisi içerisinde olunmuştur.

BULGULAR VE YORUM

Ölçek bir oturumda çocuk gelişim 1. sınıf öğrencilerine Mart ayında o gün

sınıfta bulunan 33 kişilik kız ergen gruba 30 dakikada uygulanarak

tamamlandı. “Tamamen katılıyorum” ifadesinden , “hiç katılmıyorum” ifadesine

kadar olan cevap seçeneklerine öğrenciler uygun buldukları aralıkta cevap

kağıtlarında işaretleme yaptılar.

( Uygulanan ölçek ve cevap kağıdı ektedir.) Ölçekteki 36 maddeden 15’i

olumsuz ki bunlar2,6,7,8,9,10,17,19,20,22,29,30,31,34,35’dir diğer maddeler ise

olumlu olarak nitelenmiştir. Araştırmacı tarafından bu olumsuz ifadeler

dikkatle tersine çevrilmiştir. Örnek verilecek olursa 2. test maddesi olan

“Ormanlar insana korku veren ürkütücü yerlerdir” ifadesi 5 almış; “tamamen

katılıyorum” olarak işaretlenmişse , 1 puana dönüştürülmüştür. Böylelikle tüm

olumlu ve olumsuz ifadeler dikkatlice puanlandıktan sonra her bir

öğrencinin 36 tutum cümlesinden aldığı puan tek tek toplanmış,ve bu toplam

test madde sayısı olan 36’ya bölünerek her bir öğrencinin ortalama puanı

bulunmuştur. Aşağıdaki tablo incelenecek olursa ; 20 öğrenci (%60,6)

ormanlara ilişkin olumlu tutuma sahip, çevre bilinci gelişmiş, 13 öğrenci ise

(%39,3)güçlü tutumlara sahip olmayan, çevre bilinci az gelişmiş olarak

değerlendirilebilinir. Tüm grubun genel ortalamasına bakıldığında sonuç 3,24

olarak daha sevindirici bulunmuştur. Bununla birlikte tablodan da görüleceği

üzere ortalama puanı 4.00 civarı olan iki kişi bulunmuştur..Bu küçük çalışma

grubunun 1/3 ‘nün 4.00 ile 5.00 arasında yani 144 ile 180 puan alması

beklentisi içinde olmak , araştırmacıyı biraz hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu

nedenle Orman Bakanlığı’nın web sayfasından ek 3’de ve 4 de gösterilen

yazılar (Ormanların Faydaları, Türkiye’nin Biyolojik Çeşitliliği v.b) tüm gruba

yönelik olarak rehberlik saatlerinde, dönem ödevleri ile ilgili çalışmalar ise

bilhassa olumsuz ve nötr tutumlara sahip öğrenciler için yapılandırılmış

örnek olarak verilmiş ve uygulanmıştır.

 

Ek 1: TABLO

EK 2

Yönerge: Aşağıda ormanlar hakkındaki düşüncelerinizi ifade etmenize yardımcı olabilecek kimi

görüşler yer almaktadır. Lütfen, her bir ifadeyi dikkatlice okuyunuz ve belirtilen görüşlere ne

derece

Katılıp katılmadığınızı arka sayfada bulunan cevap kağıdındaki uygun aralığa işaretleyiniz.

ORMANLARA İLİŞKİN TUTUM ÖLÇEĞİ

1. Ormanlar, öncelikle insanların yararlanmaları için vardır.

2. Ormanlar, insana korku veren ürkütücü yerlerdir.

3. Bir ormanda yer alan ağaçları sevme düşüncesi bana göre saçmalıktır.

4. Bir ormanda bulunduğumda, araştırma ve merak duyguları içinde olurum.

5. Ağaçlar da insanlar gibi yaşama hakkına sahiptir.

6. En önemli ağaç türleri, insanların yararlanabilecekleri ürünler veren bitkilerdir.

7. İnsanlar, ormanlar olmadan da yaşamlarını sürdürebilirler.

8. Ağaçların nasıl oksijen ürettiklerini öğrenmek sıkıcıdır.

9. Belli türde bitkilere karşı güçlü bir sevgi duyarım.

10. Türü tehlikede olan bir bitkiyi görmek için, orman içerisinde kilometrelerce yol yürümek

bana göre zaman kaybıdır.

11. Bir ormanın orman ürünleri ( kereste, kağıt, odun ) sağlaması, insanların onu güzel

bulmasından daha önemlidir.

12. Ormanlara karşı olan sevgim, en güçlü duygularım arasındadır.

13. Kendimi mutlu hissedeceğim bir doğal ortamda vakit geçirme ihtiyacı duyarım

14. İnsanlar tahrip etmeden de ormanlardan yararlanabilirler.

15 Hayvanların ve bitkilerin yaşayabilecekleri bir ormanlık alanı korumak çok önemlidir.

16. Bitkiler, günlük yaşamımızda önemli bir yere sahiptir.

17. Ormanda kontrollü bir şekilde ateş yakmak yanlış değildir.

Ağaçlar güzeldir.

18. Türkiye ormanlarında bir yangın çıkarsa, ev ve işyerlerine zarar vermediği müddetçe

yanmasına izin verilmelidir.

19. Ağaç kesmek beni kamçılayan, zevk aldığım bir iştir.

20. Bitkilerin havadaki karbondioksiti besin yapmada kullanmaları ilgimi çeker.

22 Ülkemizden başka yerde bulunmayan ağaçların koruma altına alınması bence anlamsızdır.

23. Ülkemizden başka yerde yetişmeyen ağaçların bulunduğu ormanlık alanlar piknik yeri

olarak kullanılmamalıdır.

24. Ormanda dolaşarak farklı bitki türleri keşfetmek bana çok çekici geliyor.

25. Ormanlarla ilgili toplantı ve etkinliklere severek katılırım.

26. Ormana zarar veren birisini gördüğümde, engel olmak için her şeyi yaparım.

27. Okullarda ormanların önemine yönelik eğitim verilmelidir.

28. Kullanılmayan boş araziler ağaçlandırılmalıdır.

29. Ormanları, sadece piknik yapabilecek ortamlar olduğu için severim.

30. Ormanlara sadece meyve verebilen ağaçlar dikilmelidir.

31. Kentlere yakın orman alanları , yerleşime açılmalıdır.

32. İnsanların duygularını ağaçlara yazmaları ilgimi çeker.

33. Kullandığımız eşyalarda, orman ürünlerinden yapılanlar yerine suni olanları tercih ederim.

34. Ormanlar kesilmeli, onların yerine turistik tesisler açılarak, daha fazla kazanç elde

edilmelidir.

35. Bozulmuş orman alanları yerleşime açılmalıdır.

36. Orman alanlarının yok edilmesinin ekolojik dengeyi bozacağını düşünüyorum.

TEŞEKÜRLER…

CEVAP KAĞIDI

Tamamen Katılıyorum

Katılıyorum

Kararsızım

Katılmıyorum

Hiç

Katılmıyorum

EK 3

Ormanlarımız

Halk arasında orman; sadece bir ağaç topluluğu veya yakacak ihtiyacını karşılayan bir varlık olarak algılanmaktadır.

Halbuki orman; ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, toprak, su, iklim gibi canlı ve cansız tabiat

faktörlerinin birlikte oluşturduğu doğal bir bütünlüğü ifade etmektedir.

Türkiye ormanları çeşitli tıbbi, aromatik, endüstriyel ve süs bitkileri ile çok sayıda flora (bitki) ve fauna

(hayvan) türlerine sahiptir. Ülkemiz ormanları küresel öneme sahip değerli biyoçeşitlilik kaynakları

içermektedir. Bunlardan Göknar, Ladin, Sedir, Ardıç ve Sığla'nın gen merkezi ülkemizdir. Bir başka deyişle,

bu ağaç türleri yeryüzüne ülkemizden

yayılmışlardır.

77.945.200 hektar olan ülkemiz arazisinin 20.763.248 hektarlık kısmı ormanlarla kaplıdır. Bunu yüzde olarak

ifade edersek, topraklarımızın %26.6 sı ormanlık alandır. Bu alanların yaklaşık 9 milyon hektarı oldukça iyi,

geriye kalan 11 milyon hektarı ise bozuk ormanlardır.

Türkiye'deki orman alanlarının büyük bir kısmını doğal orman alanları oluşturmaktadır. Ormanlık alanlar daha çok

Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz'i çevreleyen dağlarda yoğunlaşmıştır.

Ormanlarımızın % 48 'i verimli ormanlardır. Mülkiyet bakımından ise %99 'u devlete aittir. Ormanların

korunması, işletilmesi, yeni orman alanları oluşturulması ve ağaçlandırmalar yapılması ile milli parkların

işletilmesi Çevre ve Orman Bakanlığı'nın sorumluluğunda bulunmaktadır.

Dünyada bugün 1.5 milyarı balta girmemiş olmak üzere, 4 milyar hektar orman bulunmaktadır. Çeşitli

sebeplerle 1950 - 1990 yılları arasında, mevcut ormanların yarısı yok olmuştur..

Tropikal (yağmur) ormanların ekosistem için büyük önemi vardır. Tropikal ormanların kapladığı alan dünya

yüzeyinin yalnızca % 7 'sidir. Ancak yeryüzündeki bitki ve hayvan türlerinin % 80 'i bu bölgelerde

yaşamaktadır. Bu ormanlar dünyanın akciğerleri görevini yapmakta, atmosfere oksijen sağlamakta ve

yağmur dengesini düzenlemektedir. Dolayısıyla dünyanın iklimi üzerinde ormanların önemli etkisi vardır.

Ülkemizde son yıllarda artan orman yangınları adeta milli felaketlere dönüşmüştür. Son on yıl içersinde 12 bin

hektar ormanımız yanarak yok olmuştur.

Ormanlar; ihmal, dikkatsizlik (söndürülmeyen piknik ateşi, sigara izmariti vb.) sonucu veya kasıtlı olarak (tarla

açma, kaçak yapılaşma vb.) yakılmaktadır. Orman yangınlarının %47 'sinin sebebi tam olarak belirlenememiştir.

Sebebi belirlenen orman yangınlarının %48 'inin kasten, %48'inin dikkatsizlik ve tedbirsizlik, %4 'ünün de

doğal oluşumlar (yıldırım vb.) sonucu meydana geldiği belirlenmiştir.

Ülkemizin yaklaşık % 27 olan ormanlık alanı yukarıda belirtilen sebeplerle % 20'lere düşmüştür. Ormanlarımızın %

44 'ü üretim yapılabilir, %56 'sı ise verimsiz olduğundan üretim yapılamaz niteliktedir. Ayrıca ülkemiz ormanlarının

% 54'ü koru, % 46'sı baltalık orman özelliğindedir.

Ormanların Faydaları:

Su ekonomisini düzenler, set ve taşkınları önler.

Su ve rüzgara karşı toprağı tutarak, taşınmasını önler.

Ortam sıcaklıklarını ılımanlaştırarak, yağışların oluşmasını sağlar.

Yerleşim alanlarının çevresindeki havayı temizler.

içerisinde yer alan flora ve faunayı korur.

Çevreyi süsler, ülkeye doğal güzellik sağlar. Ayrıca her türlü spor ve turistik

faaliyetlere müsait olması sebebi ile eğlenmek ve dinlenmek için uygun ortam

oluşturur.

Kamuflaj görevi yaparak askeri üs ve tesisleri gizler.

Bütün bunlarla birlikte ormanlar; yakacak ihtiyacını karşılamada, kağıt üretiminde,

ev eşyası ve ders araçları üretimi vb. alanlarda hammadde kaynağı olarak büyük

öneme sahiptir.

TÜRKİYE'NİN TOPLAM ORMAN ALANI

(Orman Alanı Miktarı ve Ormanlık Oranı)

Normal Koru Ormanı (Ha) :

8940214

Bozuk Koru Ormanı (Ha) :

6499380

TOPLAM KORU ORMANI (Ha) :

15439594

Normal Baltalık Ormanı (Ha) :

1681006

Bozuk Baltalık Ormanı (Ha) :

4068146

TOPLAM BALTALIK ORMANI (Ha) :

5749152

Açıklık Alanı (Ha) :

56657254

TOPLAM ORMAN ALANI (Ha) :

21188746

Genel Saha (Ha) :

77846000

Ormanlık Oranı (%) :

27,22

İĞDE AĞACI

Atatürk, ağaçsız yurt topraklarından

üzüntü duyardı. Aşağıda onun ağacı

nasıl sevdiğini belirten bir yazı okuyacaksınız.

Atatürk tabiatı ve ağacı çok severdi. Ankara'daki Orman Çiftliğini boz topraktan ormanlık

haline soktu. Ağaçların dikilişini, tutuşunu, büyüyüşünü adım adım kollardı. Akköprü

tarafından çiftliğe giden yolun etrafındaki boş topraklar meyvelik olmuştu. Bir gün bu

meyvelikten geçerken birdenbire şoförüne :

— Dur dedi.

Arabadan inerek orada bulunanlara :

— Burada bir iğde ağacı vardı, ne oldu? diye sordu. Kimse iğde ağacını bilmiyordu. Atatürk'ün

biraz önceki neşesi kalmamıştı. Çünkü çiftliğin ilk çorak günlerinin yeşilliği sökülüp atılmıştı.

Yol

boyunca hep iğde ağacını aradı.

— İğde, yaşlanmış ve çelimsiz bir ağaçtı. Fakat yaşıyordu. Baharda güzel kokular veriyordu,

diye sızlandı.

Atatürk, İstanbul'daki büyük ağaçtan gördükçe :

— Bunlar da güzel ama, ben yapraklarının ve dallarının her yıl ne kadar büyüdüğünü

gördüğüm ağaçlarımı seviyorum, derdi.

Vatanı yeşil ve bayındır görmek için çok çalıştı. Yalova'yı, Florya'yı o değerlendirmişti.

Bursa'yı bir kaplıca şehri yapmak için uğraşıp durmuştu. Planlı Ankara onun fikri idi.

Çankaya'daki bahçesini yapan memur şu fıkrayı anlatmıştı.

Bahçeyi dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağaç Atatürk'ün geçeceği yolu kapıyordu.

Ağacın bir yanı havuz, bir yanı dik bir yokuştu. Atatürk ağaca yaslanarak güçlükle karşı tarafa

geçti. Atıldım,

— Emrederseniz hemen keseyim, efendim, dedim.

Yüzüme baktı:

— Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin? dedi.

Falih Rıfkı ATAY (Babamız Atatürk)

EĞİTİCİ DRAMA ETKİNLİKLERİ

Eğitici Drama Etkinliği Adı: Ağaçlarla drama: Ağacına Sarıl.

Kazanılması Beklenen Hedef: Doğayı sevebilme.

Doğayı tanıyabilme.

Eğitici Drama Etkinliği Adı: Doğayı Dinle ve Rahatla.

Kazanılması Beklenen Hedef: Doğanın rahatlatıcı etkisinin farkına varabilme.

Eğitici Drama Etkinliği Adı: Hayvanları Sevelim.

Kazanılması Beklenen Hedef: Hayvanlara iyi davranma davranışının bilgisini edinebilme.

Eğitici Drama Uygulamaları’ndan sonra şu düzeylerden oluşan bir tartışma bölümü

gerçekleştirilmiştir:

Zihinde canlandırma düzeyi.

Tanımsal düzey.

Duygusal düzey

Bilişsel düzey.

Yaşantısal düzey.

Drama oyununu geliştirme düzeyi.

Bu tartışma düzeylerinden sonra, resim, şiir, şarkı, kağıt kukla yapımı gibi destekleyici

etkinlikleri içeren bir bölüm gerçekleştirilmiştir.

EK-4

ORMAN YANGINLARININ NEDENLERİ

Tüm dünyada son yıllarda ormanların giderek azalmasının nedenlerini birçok maddeyle

açıklayabiliriz..

Öncelikle dünyamızın en ağır zorluklara maruz kalmasını sağlayan küresel ısınma, orman yangınlarını

tetikleyen ve ormanlarımızın giderek yok olmalarını sağlayan en büyük unsurlardandır. Özellikle yaz

aylarında sıcakların artması, ormanlarda çıkan ufak tefek yangınları, çok daha büyük yangınlara

dönüştürerek, her sene binlerce hektar ormanlık alanlarımızın yok olmasına neden olmaktadırlar.. Birde

bazı devletlerin ormanlarının kundaklanma ihtimallerini göz önünde bulundurursak, ormanların yaşam

şartları için güzel şeyler söylemek mümkün olmayacaktır..

Bunlarla birlikte kuraklık ve iklim değişiklikleri gibi küresel ısınmanın sonuçları arasında gösterilen

etkiler de göz önüne alınırlarsa, ormanlarımızın gelecek kuşaklar için hiçte güzel bir kimlikle

yaşayamayacaklarını tahmin etmek zor olmasa gerek..

(Yayına hazırlayan: Hakan Öztürk / Kureselfelaket.com editörü)

NİÇİN FİDAN DİKMELİYİZ ?

Yaşıyoruz. Yaşamak için çaba sarfediyoruz. Çalışıyoruz, emeğimizin karşılığını alarak, hayatımızı

sürdürebilmek için gerekli olan ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Oksijen de hayati fonksiyonlarımızdan bir

tanesi olan solunum sistemimiz için en önemli gereksinim olarak hayatımızda yer almaktadır. Fakat

oksijen ihtiyacımızı karşılamak için çalışmamıza gerek yoktur. Çünkü atmosferde mevcuttur. Hem de

hepimize yetecek kadar. En azından bugünkü yeterliliği gerçekliğini korumaktadır. Peki ya yarın ?

Yarınlar ?

İnsanoğlu bu dünyaya geldiği ilk andan itibaren kendini yaşam mücadelesi içinde bulmuştur. Yeme,

içme, barınma ihtiyaçları için çalışmış, uğraşmış, aramış kısaca mücadele etmiştir. Doğadaki muhteşem

döngü mikroorganizmaları, bitkileri, hayvanları ve insanları içine alarak bu yüzyıla kadar bozulmadan

devam etmiştir. İnsanoğlu zaman içerisinde bir arada yaşamanın gerektirdiği iş bölümünden faydalanmış

ve herkes bir ucundan tutarak bu dünyada yaşamak için her fert bir meslek edinmiştir. Kimimiz ekmek

yapmış, kimimiz yol yapmış, kimimiz evlere kadar su getirmiştir. Peki ya nefes alışımız. Kim bize oksijen

üretmiştir ? İşte burada insanoğlunun bi rolü yoktur. Oksijen doğanın eşsiz varlığı olan yeşilin, en çok da

ağaçların bize armağanıdır. Yaşama armağanıdır.

Ormanlarımız üstüne düşen görevi yerine getire dursun, birazda insanların ormanlara verdiği

zararlardan bahsedelim. Her sene artış gösteren orman yangınları canlılığın geleceğini tehlikeye

sokmaktadır. Gözlerimizin önünde yok olup giden hektarlarca alan geride bıraktığı kül ve karbondioksit

gazı ile dünyamızı olumsuzluklara sürüklemektedir. Kül olan ağaçlarımızın yerine fidanlar dikilmediği

sürece atmosferdeki oksijen oranının düşüşü şimdilik fark edilmese de ya da fark edilse de sorun

yaratacak bir düşüş olmasa da ileride ciddi bir eksiklik oluşturabilecektir.

Günümüz koşullarını yaşamanın yanı sıra gelecekte de bu imkânlara sahip olabilmenin eksikliğini

yaşamamak için bilinçli olmak, bilinçli davranarak, bilinçli iş yapmak gereklidir. Biraz hafızalarımızı

yoklayacak olursak, bundan çok değil sadece birkaç sene evvel su sıkıntısı yaşanmıyordu. Tamam, su

sıkıntısı yaşamamızın birçok nedeni var ama israf ettiğimiz suyun kıymetini yeni anladığımızdan da hiç

şüphemiz yok öyle değil mi ? Berrak suların coşku dolu şırıl şırıl sesleriyle akan akarsularımız,

nehirlerimiz, şelalelerimiz artık birer kurumaya başlıyor. Peki ya sebep ? Çeşmelerimizin açık kalması mı

yoksa nasıl olsa sudan bol ne var dediğimiz zamanlarda arabalarımızı bol bol yıkamamız mı ? Gözümüz

doysun diye parklarda yapılan süs havuzlarından mı bahsetsek yoksa yoksa çimlerimiz güzel büyüsün

diye hortumları takıp saatlerce açık kalarak yapılan yanlış sulama yöntemlerinden mi? Anlaşılan bu

konuda pek de tedbir aldığımız söylenemez. İşte örnek gözlerimizin önünde, hayatımızın içinde, bizzat

biz yaşıyoruz.

Şimdi düşünelim ormanlarımızın azalışını, her sene artan ivmeyle yok olan ağaçlarımızın kül oluşunu.

İhmalkârlığın, bilinçsizliğin, kasıt içeren sebeplerin neden olduğu bu karanlık hektarlarca alanın ne

olacağını düşünelim. Düşünmekle kalmayıp harekete geçelim. Yanan ormanlarımızın eksikliğini

hissetmemek için tohumdan filiz, filizden fidan yetiştirelim. Fidan dikmeyi hobi haline getirelim.

Çocuklarımızı ağaç sevgisini aşılayalım. Okullarımızda fidan dikim günleri düzenleyelim. Pikniğe giden

her vatandaşın geçirdiği günün neşesi diktiği fidanla can bulsun. Site çevrelerinde yapılan

ağaçlandırmalarla güzel manzaralar oluşturulsun, hem böylelikle egzos kokusundan çok, bol oksijenli

mis gibi hava alma imkânı da doğmuş olur.

Benim hiç zamanım yok gidip fidan dikemem mi diyorsunuz. Bence yanılıyorsunuz çünkü balkonunuzda

durabilecek 3–4 adet filizin hiç kimseye zararı olmaz, zamanınızı da almaz. Siz yeter ki isteyin. Bu

dünyada dikeceğiniz bir fidan gelecekte çocuğunuzun, torununuzun hayatı olacaktır.

Gün güneşin doğduğu andan itibaren başlar güneşin batımına kadar sürer. Her günün yemyeşil

ağaçların ardından başlaması, yine yemyeşil ağaçların ardında son bulması dileğiyle yemyeşil bir dünya

için elele sevgiyle haydi fidan dikimine…

(Yazan ve yayına hazırlayan: Zeynep YILDIZ / Kureselfelaket.com yönetimi

http://kureselfelaket.com

(Çalışma 2007 de Beykent Üniversitesi'nde yapılmıştır.)

Saygılarımla …

Psk. Banu Beyaz

Yorumlar (1)

[ Üyelere Özel ] 06-08-2021 15:42:15

Tebrikler!

Üyelik Gerekli

Yorum yapanları görebilmek ve yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Psikolog