Psikologlar Derneğinin R.A.M. Değerlendirmeleri ve Uygulanan Testlerle İlgili Görüşü
Özel Eğitim Kurumları Derneği'ne Gönderilen Yazı
05.02.2007
Türk Psikologlar Derneği'nin, zihinsel engelli çocukların tanılamalarında kullanılan zeka testlerinin değerlendirilmesi ve çocukların özel eğitim almalarına karar verirken gerekli olan ölçütler konusundaki sorular görüşleri ektedir.
1- Zeka testleri zihinsel engelli bir çocuğu tanılamakta ve sınıflandırmada yeterli bir ölçüt müdür?
Hayır değildir. Çünkü günümüzde zihinsel engelliliğin tanımı yapılırken, zeka bölümünün yanı sıra çocuğun uyum becerisi de ele alınmaktadır. Bu uyum becerisi ise, çocuğun tüm gelişim alanları tarafından etkilenmektedir. Bu nedenle çocuğun, tüm gelişim alanlarını içeren detaylı değerlendirilmesi gerekmektedir.
2- Zeka testi uygulanan bir çocuğun zeka ölçüm sonuçları hep aynımıdır, sonuçları değiştiren faktörler var mıdır? Varsa nelerdir?
Bir çocuğa zeka testi (veya herhangi bir test uygulanırken ) şu faktörlere dikkat etmek gerekir, aksi halde testin sonuçları olumsuz etkilenir.
a- Çocuğun kendisine ait faktörler: test uygulanırken çocuğun sağlık koşullarına dikkat etmek gerekir; grip v.b. hastalığı olmamalı, sağlığı yerinde olmalı, uykusunu almış olmalı, karnı tok olmalı, yorgun olmamalı. Ayrıca, çocuğun başka hastalıkları nedeniyle kullanmakta olduğu ilaçlar, geçirmekte olduğu depresyon, görme veya işitme problemleri ve dikkat eksikliği hiperaktivite nedeniyle verdiği yanıtlar sağlıklı olmayabilir ve gerçeği yansıtmayabilir.
b- Testi uygulayan uzmana ait faktörler:
• test uygulayan uzmanın da sağlık koşulları yerinde olmalı; grip v.b. hastalığı olmamalı, sağlığı yerinde olmalı, uykusunu almış olmalı, karnı tok olmalı, yorgun olmamalı
• uyguladığı testin uzmanı olmalı, teste hakim olmalı ve teste başlamadan önce çocukla gereken iletişimi kurup çocuğun uzmana güven hissetmesini sağlamalı.
c- Ortamdan kaynaklanan faktörler: Testin uygulandığı odanın
• havalanmış olması, ısı ve ışık durumu sağlıklı olmalı. Odanın rengi sükunet renklerinde olmalı.
• Duvarlarda ve etrafta çocuğun dikkatini dağıtacak oyuncak, resim v.b. bulunmamalı.
• Test malzemesi, resimli kartlar, küp v.b. çocuğun göremeyeceği şekilde yerleştirilmiş olmalı ki dikkati dağılmasın.
• Uygulama sırasında telefon çalmamalı, odaya girip çıkan olmamalı ki çocuğun dikkati dağılmasın. Anneler mümkünse dışarıda beklemeli, çocuk çok huysuzluk yaparsa ve odada bulunması gerekirse çocuğun arkasında oturmalı ve müdahale etmemeli.
d- Testin kendisi : Standardizasyonu yapılmış, topluma uyarlanmış, yani geçerliği, güvenirliği ve normları belirlenmiş testler kullanılmalı
• Ülkemizde bu testlerin çoğunlukla, çok kalabalık ortamlarda ve yukarıdaki koşullara dikkat edilmeden, çocuklar yorgun iken ve yabancılık hissi giderilmeden ve hatta uzmanı olmayan kişiler tarafından uygulandığı görülmektedir ve test sonuçlarının her zaman gerçeği yansıtmadığı izlenmektedir.
3- Uygulanan zeka testlerinin geçerlilik ve güvenirliliğine etki eden faktörler nelerdir?
Geçerliği ve güvenirliği etkileyen faktörler; toplumsal özellikler, içinde bulunulan zaman ve ortamdır. Ancak bu psikometrik özellikler testi uygulayan kişiyle ilgili değildir. Testin kullanılır hale gelmesi, yani standardizasyonu ile ilgilidir ve testi uyarlayan uzmanlar tarafından düzenlenir.
• Çocuklar hakkında karar verirken geçerliği, güvenirliği ve normları belirlenmiş, yani Türkiye standardizasyonu yapılmış testler kullanılmalıdır.
4- Bir çocuğun farklı zamanlarda, farklı kurumlarda uygulanan zeka testlerinden farklı sonuçlar çıkması mümkün müdür, eğer mümkünse bu anlaşılır bir durum mudur? Ve niçin farklı çıkabilmektedir?
Çocukların zeka düzeyleri, farklı zamanlarda ve farklı koşullarda farklılık göstermez. Farklı kurumlarda farklı test sonuçları elde ediliyorsa;
a- uygulanan testin farklılığından kaynaklanabilir; birinde S-B diğerinde WISC-R uygulanıyorsa, testlerin standardizasyon özelliklerine bağlı olarak, bir miktar farklı sonuç olması anlaşılabilir.
Ülkemizde IQ belirleyen iki test vardır. Stanford – Binet (S-B)Testi 2 yaştan itibaren ve Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği – Revize (WISC-R ) Testi de 6 yaştan itibaren uygulanabilmektedir. Aynı çocuğa bu iki test birden uygulandığı durumda farklı sonuç alınması mümkündür, Stanford Binet’nin daha yüksek çıkardığı gözlenmektedir. Bunun sebebi de, WISC-R’dan 10 - 15 sene kadar önce Türkiye uyarlamasının yapılmış olmasıdır. Ancak, 6 yaş öncesi çocuklar için başka seçenek yoktur, tek test S-B’dir.
• Ülkemizde WISC-R ve S-B dışında, standardizasyonu olmayan bazı testler kullanılıp IQ belirlendiği görülmektedir. Bu durum da çok farklı test sonuçlarına sebep olduğu için doğru değildir.
b- Aynı test, örneğin WISC-R, ile ilgili olarak farklı sonuç gelmemesi gerekir. Uygulayıcı farkı %5’i geçemez, bu da ancak birkaç puan farklılık gösterir. Dikkat çekici puan farkları geliyorsa, yukarıda 2inci soruda sözü edilen faktörler etkili oluyor demektir. Çocuğun sağlık koşullarına dikkat edilmediği gibi ortamın koşullarına da dikkat edilmemiş olabilir. En önemlisi, testi uygulayan kişinin yetkinliğidir. Testin uzmanı olmayan kişiler çok farklı sonuçlar çıkarmaktadırlar. Bu durum da zeka testlerini, o teste ait SERTİFİKAsı olan UZMANLARIN uygulamasını gerektiğini vurgulamaktadır.
• Türkiye’de bugün sadece Türk Psikologlar Derneği WISC-R testi için SERTİFİKA ve uygulama yetkinliği vermektedir.
5- Bir çocuğun özel eğitim alıp alamayacağı hususunda karar verilirken zeka testleri ve zeka ölçüm sonuçları ne derece etkendir?
Bir çocuğun özel eğitim almasına karar verirken, zeka testleri ve zeka ölçümü belli ipuçları vermektedir ancak tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, zeka testi sonucunda elde edilen zeka bölümü (IQ) değerinin yanısıra, 0-6 yaş arasındaki çocukların tüm gelişimini değerlendirmek üzere AGTE, Denver, Küçük Adımlar Beceri Envanteri ve ER-GEÇGE Envanteri v.b. de kullanılarak, çocuğun tüm gelişim özelliklerini içeren bir rapor hazırlanmalıdır.
Ayrıca zeka testlerini kullanırken sadece IQ belirlemek çok yetersizdir. Zeka testlerinde, özellikle WISC-R testinde, alt testler çocukların pek çok zihinsel yetenekleri hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Bu nedenle çocuklar, alt testlerle ölçülen güçlülük ve yetersizlik gösteren yeteneklerine göre değerlendirilmelidir. Çeşitli zihinsel yetenekler farklı gelişim düzeyleri ortaya koyuyorsa, test bataryasındaki (test grubundaki) diğer testlerle gelişimleri derinlemesine incelenmeli ve detaylı olarak raporlandırılmalıdır.
• Alt testlerin ve çocuğun zihinsel yeteneklerinin değerlendirilmesi yapılmadan rapor verildiği için, ülkemizde zeka testleri genellikle çok eksik kullanılmaktadır.
Zihinsel engelli gibi gözüken çocukların tamamı sadece zihinsel engelli değildir. Otistik çocuklar, iletişim problemi nedeniyle ölçüm güçlüğü olduğu için zeka testleri sonucunda zihinsel engelli gözükebilirler. İşitme ve görme problemli çocuklar duyusal yetersizlikleri ve buna bağlı gelişim farklılığı nedeniyle zihinsel gelişimleri daha az çıkabilir. Konuşma problemli ve duygusal problemi olan çocuklara testlere doğru tepki vermeyebilirler.
Öte yandan dikkat eksikliği aşırı hareketlilik ve özgül öğrenme güçlüğü gösteren çocukların zihinsel gelişimleri yaşlarına uygun veya üzerinde olsa bile davranış problemleri göstermektedirler.
Zihinsel engelli ve/ veya çok engelli, tüm farklı gelişen (özürlü) çocuklar, davranış problemleri gösterebilmektedirler. Zihinsel gelişimi sınırda olan (yaşına uygun ile zihinsel engelli arasında kalan grup) çocuklar öğrenme problemleri yaşadıkları gibi davranış problemleri de gösterebilirler. Bu nedenle yukarıda adı geçen tüm gelişim farklılığı gösteren çocuklar özel eğitime gereksinim duyulmaktadır.
Günümüzde uluslararası uygulamalara ve standartlara bakıldığında, farklı gelişen (özürlü) çocukların eğitim veya “erken müdahale” (0-3 yaş ve gereken durumlarda 0-6 yaş arasındaki çocuklar için) gereksinimi olup olmadığına bir EKİP karar vermektedir. Bu ekibin içinde, çocuk hekimi (pediyatrist), çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatristi, oftalmolog (göz hekimi), kulak burun boğaz uzmanı, psikolog, fizyoterapist, konuşma terapisti, özel eğitim uzmanı yer almaktadır.
Özel eğitim tek başına çocuğa yarar sağlamamaktadır. Gelişimi değerlendirme sonrasında özel eğitim uzmanlarının mutlaka diğer ekip uzmanları ile eşgüdüm içinde çalışması gerekmektedir.
6- Hangi IQ seviyesindeki çocuklar özel eğitime muhtaçtır?
70 IQ ve altındaki çocukların “erken müdahale” ve “özel eğitim” ihtiyaçları tartışmasız olduğu gibi, 70 – 85 IQ aralığında (sınır zeka) olup da uyum becerileri yetersiz çocukların da yukarıdaki nedenlerle özel eğitime ihtiyacı olabilmektedir.
[ Üyelere Özel ] 29-04-2020 23:59:29
Zeka testleri ile ilgili düşünceleriniz ve testlere yönelik olumlu / olumsuz eleştirileriniz nelerdir
[ Üyelere Özel ] 05-02-2008 15:26:03
ben de özel eğitimciyim. syn nevzat hocama katılıyorm daha özel eğitimin tanımını bilmeyen kişiler çocuklarla ilgili kararlar veriyor. maalesef yasal boşluk var. lütfen aileleri uzmanlara yönlendirelim.
[ Üyelere Özel ] 31-12-2007 15:41:16
benim canım psikolog arkadaşlarım,neden ramlarda yada başka kurumlarda herkes sadece ehliyet aldığı alanlarda olmak istemiyor.çorbaya tuz katalım derken tadını bozuyorsunuz. anlamak mümkün değil.ben bir çocuk gelişimciyim.ve gelişimsel tarama testlerini yada bu gibi incelemeleri ancak benim mesleğimde olan ve sertifikası olan kişiler yapabilir.nasıl ben psikoljik sorunları olan kişilere yada çocuklara müdahale edemiyorsam.bırakında gelişim de bizim alanımız olsun.psikolojik testleri yada gelişim testlerini nasıl bir özel eğitimci yapabilir.bu mümkün değil.özel eğitimciler ancak ve ancak eğitim programı yada planı yapma konusunda ustadır.bizler yani çocuk gelisimler her yaştaki çocuğun gelişimsel sapmalarını yada bununla ilgili hedefleri koyabiliriz.psikologlar.da ancak klinik psikolog ise zeka testi uygular yada kişilik testleri uygular.
arkadaşlar bana göre sosyal çalışmacılarda olmalı.bırakalım artık başkasının tarlasındaki mahsülü.herkes kendini ve mesleğini iyi bilsin.herkes herşeyi yapabiliyorsa bu kadar meslek elemanı neden yetişiyor.herkes mesleki tanımını ve yerini bilsin.özel eğitimciler de.tabiki bir özel eğitim merkezinde zihinsel engelliler öğretmeni,özel eğitim öğretmeni ve çocuk gelişimcinin imzası olmazsa olmaz.ancak bu ekipte olabilir olan psikolog ve sosyal çalışmacı dırda.yıllardır devam eden bu süreçte birgün psikologlar gelişim testi yapamıyacak.biz nasıl psikolojik testler yada kişilik testleri yapamıyorsak.bunu unutmayın.özel eğitimcilrde bırakın çocuklara en harika eğitim planlarını ve programlarını yapsınlar.i
iyi çalışmalar!.........
[ Üyelere Özel ] 30-12-2007 19:45:09
Sevgili Meslaktaşlarım.......
Otuz yıllık meslek deneyimi olan bir arkadaşanız olarak sizlere çok çok önemli bazı konularda hatırlatmalar yapmak istiyorum.Bu hatırlatmalarım ister Sağlık Bakanlığı ister Milli Eğitim Bakanlığında görev alan psikolog ve P.D.R.Uzmanlarını ilgilendirmektedir.
Hepimizin bir kamu görevlisi olarak ilkönce bilmesi gereken şey ilgili yasa,tüzük ve yönetmeliklerdir.İlgili yasal düzenlemeleri bilmessek hem etik olarak hem de hukuksal yönden zarar görürüz.
Öncelikle herhangi bir birey hakkında o bireyin zeka durumu da dahil
bizlerin karar verme ya da teşhis koyma gibi bir görevi veya sorumluluğu yoktur.Zira 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına dair kanuna göre yalnızca tıp fakültelerinden mezun hekimler bireyler hakkında teşhis koyup karar verebilirler.Bu meslek dışındakilerin böylebir
karar vermesi kanunen suç teşkil etmektedir.Bir başka anlatımla bir bireye zeka geriliği vardır ya da özel eğiti alması uygun veya değildir şeklinde teşhis koyarak birey hakkında karar verilmesi kanunen mümkün olmayıp aksi uygulamalar suç teşkil edici uygulamalardır.
İkinci önemli husus da bireylere uygulanan testlerin durumudur.Zira gerek Sağlık Bakanlığı gerekse de M.E.B.lığınca hangi testlerin uygulanacağı bu testleri kimlerin nasıl uygulayacağı hakkında hiçbir yasal düzenleme yoktur.Bu nedenle testler hakkında tartışmanın hiçbir hukuki dayananağı da yoktur.
Yukarıda açıklamaya çalıştığım nedenlerden ötürü meslektaşlarımızın bu konuları bilmeleri ve uygulamalarında dikkate almaları zorunludur.Aksi takdirde hukuki yönden suçlu duruma düşmeleri kaçınılmazdır.Aslında yapılacak en önemli iş acilen MESLEK YASALARININ çıkması için mücadele etmektir
Hepinizesaygılar sunarım.
Psikolog
Nevzat Tekin
[ Üyelere Özel ] 30-12-2007 13:09:17
PSİKOLOGLAR YASASI ENİNDE SONUNDA ÇIKACAK.TÜRK PSİKOLOGLAR BİRLİĞİ -PSİKOLOG ODALARI KURULACAK. HİÇ BOŞUNA CANINIZI SIKMAYIN.1976 DAN BERİ SÜREGELEN BU SANCILAR BİTECEK.
[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 23:13:10
oncelikle yillardan beri suren psikolog, rehber danisman ya da kisa adiyla PDR ci ler arasinda anlam veremedigim bu cekismeye sahit olmaktan dolayi cok uzgunum. yaptigimiz isin sinirlarinin yasal olarak cizilmemis olmasini kullanan arkadaslari gordukce bu tartismanin nedenini anlamak kolaylasiyor. oysa yasalar tarafindan belirlenmemis olsa da sadece bahsi gecen bolumlerin universitelerin hangi fakultelerinde olduguna bakmak bile yeterlidir (psikoloji fen-edebiyat fak. dedir, PDR egitim fak. dedir). bilindigi uzere fen- edebiyat fakultesinde okutulan bilim dalina, gercek bir bilim gibi yaklasilir ve egitim buna uygun gerceklestirilir.sadece ders iceriklerine bakmak bile ayrimin yapilmasi icin yeterlidir (ders adlari demiyorum ozellikle cunlu maalesef bunun bir standardi yok, yani A dersini veren 2 farklı unv. iki farklı icerik sunabiliyor). calisma alanlarimiz her ne kadar benzer gibi gorunsede yeterlilikler acisindan farkli oldugumuzu kabullenmenin bu kadar zor olmasida acikcasi bence anlamsiz. yeni mezun bir psikolog olarak bu tartismalarin cozulmesi icin Psikoloji egitiminin 6 yila( 4 sene lisans egitimi + 2 sene zorunlu uzmanlik egitimi) cikarilarak cozulecegini dusunmekteyim. herkesin kendi alanina gosterdigi saygiyi diger alanlara gostermesini diliyorum. herkese meslek hayatinda basarilar diliyorum
Psikolog Gorkem Alban
[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 19:24:11
arkadaşlar NORMAL DÜŞÜK ZEKA diye bir tanı var raporlarda. açılımını bilen kaç kişi var bu alanda.......... ve nedir? sadece merak ediyorum. saygılarımla
[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 10:27:46
Bu yazının on ay sonra gönderilmiş olması yazılanlarda görüldüğü gibi asla bir tartışma zemini hazırlamak ya da Psikolog arkadaşların çalışmalarını sorgulamak değildir. Onlarsız bir özel eğitimin olmayacağını hepimiz biliyoruz. Sadece son dönemde R.A.M.lar la ilgili sıkıntıların çok artması ve özel eğitimde değerlendirme sürecinde yaşanan sıkıntıların en üst düzeyde görülmesi ile ilgili olarak bilimsel bir görüşü herkesle paylaşmaktır.
Zaten başka başlık içinde yazılan bazı problemleri okuyunca Standartlaştırılmış bağıl testlerle ilgili bu soruların ve cevaplarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkyor. Bir ilçe R.A.M. da öğrenci için özel eğitime ihtiyacı yok raporu düzenlenirken başka bir ilçede aynı öğrenci için özel eğitime ihtiyacı var raporu düzenlenebiliyor. Belki ihtiyacı olan bir arkadaşa bu görüş yardımcı olur diye düşünmüştüm sadece. Herkese şu sıkıntılı günlerde iyi çalışmalar dilerim.
[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 09:15:21
psikologlar derneği olması gereken uygulamalardan bahsetmiş, açıklamaların hepsine katılıyorum. ancak; ülke gerçeklerine sanırım çok uzaklar. öğrenci ram a gelmiştir, bir şey yazılması, bir sonuç verilmesi gerekecek... eğer ram da çalışıyorsan, ister psikoloji mez. oll, ister psi.danışman ol ya da istersen onbeş günlük kurs sonucu(!!!) rehber öğretmen ünvanını al... bu testi uygulamak ya da öğrenciyi değerlendirmek zorundasınız... bence psikologlar derneği ram lara atanan kişilerin yetiştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmalı, onun mücadelesini de vermeli (üniversiteler, meb..) fiziki ortam ve vak adan kaynaklanan olumsuzluklar o zaman daha kolaylıkla azaltılabilir. eğer uygulayıcı yetersiz ise diğer şartlar ne olursa olsun sonuç çok yanıltıcı olacaktır. (ister test uygulansın isterse eğitsel değerlendirme yapılsın... burada harcanan çocuklar olacaktır)
saygılarımla.
[ Üyelere Özel ] 27-12-2007 08:58:11
Çanım arkadaşlarım , bu bizde hep olur. olan ne mi! burada bir uzman çok da güzel bir bilgilendirme yapmış. zeka testlerinin nasıl uygulanması ve kimler tarafından uygulanması gerektiğinden ve bir birey hakkında karar verirken nekedar çok testten veya ölçüm aletinden gelen veriler ve karar verecek olan kişilerin çokluğu verilen kararın hata riskini minimize edeceğinden bahsediyor; ama ne hikmetse bazı arkadaşlar bunu "ne güzel psikologlar hakkında atıptutacagımız bir yazı" diye algılıyor. ya başka bir yazı okuyup yorumunuzu buraya yazdınız ya da ne okuduğunuzun önemi olmadan "ben içimi dökeyimde neresi olduğu fark etmez" birazdaha bilimsel düşünelim . Başarılar Psk. Tuncay TIĞCI
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 23:56:52
Bu yazının 10 ay sonra buraya konulmasını anlamış değilim. Bu yazı ramlara yazılmış bir yazı değildir. Özel eğitim derneğinin isteği üzerine bu derneğe gönderilmiş bir görüştür. Bu platformda bu şekilde tartışılmasına meydan verilmemesi gerekir. Artı Wısc-r meb in değil TPD nindir aksini iddia edenleri telif hakkının önemini anımsatarak mahkemede beklerim, TPD eksiklikleri olsada işini hakkıyla yapan ender derneklerden biridir, TPD nin adını anarken kendinize biraz çeki düzen vermenizi istirham ederim.
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 23:24:03
Merhaba, Leyla Hanım Türk Psikologlar Derneği'nin yaptığı açıklamayı platforma taşıdığınız için teşekkürler...
http://www.psikolog.org.tr/content_detail.asp?cat=4&id=15
http://www.psikolog.org.tr/content_files.asp?cat=4&id=15&file=14
Derneğimizin yazısında hiçbir meslek ve ünvana serzeniş ya da eleştiri getirilmemesine rağmen, yorumda üzerine alınan kendilerini bir meslek olarak ortaya koymaktansa olmazsa olmaz bir meslek olan PSİKOLOG'luğun sözde önüne geçtiğini düşünen bir psikolojik danışman sanırım öncelikle dışlanma duygusunu yaşamış olmalı ki Psikolog'ların da kendileriyle aynı durumda olduğunu düşünmekte. Oysa ki durum üzülerek söylemeliyim ki tam tersi; Türkiye'de Özel Eğitim ve Rehabilitasyon hizmetleri verilmeye başladığından itibaren Psikologlar alanın önceki mevzuatlarında (gerek SHÇEK - gerek MEB) ve yeni MEB mevzuatlarında da olmuştur.
Önceki mevzuatlarda psikolojik danışmanlar yer almazken hissetttikleri duygudurum "Dışlanma" ise; yeni MEB mevzuatında aniden kendisini Psikolog ile aynı kefede bulan psikolojik danışmanın hissettiği duygu durum acaba nedir?
1- Ben Psikolog muyum?
2- Heeey Psikologların önüne geçtiim!
malesef 5. yorum cevabı veriyor !!!
Bir Psikolog sadece kendi meslektaşından -bilgi beceri ve tecrübeleriyle mesleki saygı, ustalık ve hocalık çerçevesinde- önde olabilir. Ayrıca psikologları rahatsız eden kısımlar zaten derneğin raporunda belirtilmiş.
Dediğiniz gibi herkes kendi işini yapsın.
Saygılarımla..
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 18:35:43
Özel eğitim gereksinimi olan bireylerin özel eğitim hizmeti alıp almayacağına karar verme yetkisi RAM lara bırakıldığı için artık psikologlar kendini dışlanmış gibi hissediyor olmalı. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin tamamı MEB na bağlandığı için artık Milli eğitimde zorunlu personel arasına Psikolojik Danışmanlar da girmiştir ve bu durum psikologlar derneğini rahatsız etmiştir. Çünkü Psikolojik Danışmanlar artık özel eğitimde psikologların önüne geçmiştir. Bu durum onları rahatsız etmektedir.
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 18:33:43
istanbul pedagoji enstitüsünün ayla oktay norma razon ve haluk yavuzerin hakkı yendiği gibi okulda binet ve Wiscar eğitimi alanların Meb ve Ramlar tarafından hakkı yenilmeye çalışılıyor.EPH lerin okul eğitimleri sırasında aldıkları test eğitiminin önemi tüzüklerle belirtildiği halde uygulumada Ram tekeli de kimilerinin işine geliyor.Meslek odasız PDR ve Psikilogların rantını yiyen psikologlar derneğine de bravo.Pedagoji bölümünde yetişen hale ergenç in çıktığı yumurtayı beğenmemesi ise ayrı bir öykü.
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 18:30:02
[İçerik Yok]
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 16:46:37
LEYLA HANIM
HEM BU KONUDA HEM DE KURUM SAHİBİ OLUP PATRON OLAMAMA KONUSUNDA BENZEŞİYORUZ. KENDİMİ YALNIZ HİSSETMEMİ ENGELLEDİNİZ.
TEŞEKKÜR EDERİM. SAYGILARIMLA.
[ Üyelere Özel ] 26-12-2007 16:44:41
Psikologlar derneği Bu sektörün en çok rantını yiyen dernektir. Dernektir ticari bir sivil örgüt gibidir. Psikologlar derneğinin bu konu hakkında görüşüne ihtiyaç duyanda kabahat. Wisc-R testininde yalnız kazandığı para trilyonlarla ifade edilmektedir. bu testi uygulayan yada eğitimini veren başta haluk yavuzer olmak üzere onlarca akademisyeni rahatsız eden bir dernektir. yukarıda da masabaşı bilgilerle testin verenin sağlığı testi alanın sağlığı ...vb kitabi masabaşı olan dandik bilgilerle görüş ifade ediyor.
Şu ülke adam gibi yeterliliğe öncü eden kurumlara sahip olamadıya ona yanıyorum.